Pages

30.03.2011

CEVİZLİ TARÇINLI KURABİYE ve GÖRÜNMEZ KAZA

Kıyır kıyır bisküvi tadında bir kurabiye...

Apartman gününde yaptığım kurabiyeyi ancak ekleyebiliyorum.

Aslında bu hafta her güne bir-iki post hazırlayacaktım elimde bir sürü biriktiler diye, ancak bir kez daha evdeki hesap çarşıya uymadı...
Pazartesi akşamüstü bir haber aldım; annecim düşmüş kolunu kırmış alçıya almışlar :( 5 hafta kalacakmış alçıda.
Hemen o gece koşup geldim annemin yanına, 5 hafta boyunca beraberiz inşallah.
Bir hafta bende, bir hafta annemde öyle geçireceğiz bu günleri. Uzak olunca mecburen böyle olacak.
Ne ben o kadar uzun süre annemde kalabilirim ne de annem bende o kadar uzun kalabilir.
İkimizinde geride bıraktıklarında kalıyor aklı, o yüzden anlaştık bir hafta orada bir hafta burada:))
İşte böyle pazartesi gecesi apar topar anneme geldim, yanımda mac'im ve vınn'ımla birlikte.
Dün gece yazacaktım bu postu ancak her zaman ki gibi uzun bir süredir vınnı kullanmayınca borcunu ödemeyi de unutuyoruz, kapanmış giremedim.
Bu gün akşam  torium da ödemeyi yaptım ancak oturabildim b.sayar başına.

Gelelim kurabiyemize.
Çok lezzetli bir kurabiye oluyor, başta da yazdığım gibi kıyır kıyır ısırdığınızda ağzınızda dağılıyor.
Ben çok severek yapıyorum bu kurabiyeyi, ve de severek tüketiyoruz.
İşte tarifi:

MALZEMESİ:

1 paket tereyağ 
1 çay bardağı sıvıyağ
1,5 su bardağı şeker
2 yumurta (1'inin akı üzerine)
1 paket kabartma tozu
yarımdan az limon
aldığı kadar un

Üzerine:

iri dövülmüş ceviziçi
tarçın 
şeker

YAPILIŞI:

Hamur malzemelerini, bir yumurta akını ayırarak bir kabta karıştırıp kulak memesi yumuşaklığında yoğurun.
Ceviziçini, tarçını ve şekeri bir kasede karıştırın.
Hamurdan ceviz iriliğinde parçalar koparıp elinizle yuvarlayarak önce yumurta akına, sonra cevizli tarçınlı karışıma batırarak tepsiye dizin.
180C ısılı fırında üzerleri pembeleşene kadar pişirin.

Bu kadar basit bir tarif yapması 5 dakika yenilirken alınan haz paha biçilemez:) hele ki dostlarla birlikteyse...





28.03.2011

BEŞAMEL SOSLU ISPANAKLI BÖREK

Daha önce burada beşamel soslu börek yaptığımdan  bahsetmiştim, tepside fotografını çekmiştim bana göre çok pratik ve basit geldiği için ölçü falan vermemiştim. Bu sefer apartman gününde yapınca ve daha önce de ablamın:  --sana çok basit gelebilen bazı şeyler mutfağa daha yeni girenler için değişik olabilir, bence herşeyin tarifini vermelisin, demesiyle  hadi ayrıntılı yazayım diye düşündüm.





Şimdi vereceğim ölçü 5 yufkadan  yapılıyor, siz dilerseniz ölçüyü azaltabilirsiniz.

MALZEMESİ:

5 adet yufka

İç Malzemesi

1 kg. ıspanak
1 kuru soğan
tuz, pulbiber,nane,kekik vb. baharatlar
sıvıyağ

Üzerine:

2 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı un (tepeleme)
2,5 su bardağı süt
tuz
bol kaşar peynir

YAPILIŞI:

Ispanakları bol suda ykayıp ince ince kıyın.
Kuru soğanı sıvıyağda biraz kavurun içine ince kıyılmış ıspanakları, tuzu ve bol baharatları ekleyip harlı ateşte suyunu salıp çekene dek pişirin.
Yufkaları açıp üst üste koyun ve artı şeklinde kesin.
Üzerlerine sıvıyağ gezdirin ve ıspanaklı harçtan geniş kenarına koyun, sonra rulo sarıp kendi etrafında döndürün. (gül böreği şeklinde olacak )
Bütün börekleri sarıp tepsiye dizin.Üzerleri hafif kızarana dek 200 ısılı fırında pişirin.
Beşamel sos için, tencereye tereyağı alıp eritin,  unu ilave edip kavurun, sütü ekleyip çırpma teliyle hızlı hareketlerle karıştırın,koyulaşıp pişirin.Altını kapatınca tuzunu ilave edin.
Fırındaki böreklerin üzerlerine beşamel sosdan paylaştırın ve tekrar fırınlayın, kızarmaya başladıklarında rendelenmiş kaşar peyniri üzerlerine koyun ve kaşarlar eriyip kızarana dek pişirin.





27.03.2011

İLK KOMŞU DAVETİMDEN... GALETA UNLU PATATESLİ POĞAÇA


Sizlere daha önce ilk apartman gününden bahsetmiştim.
Sonra iki kez daha bir araya geldik, aslında her ay toplanılıyor.
Bu ay ben almıştım, geçen hafta bahsetmiştim size, geçtiğimiz hafta cuma günü toplandık.
Yayınlamak bu güne kısmet oldu, aslında hem fazla bir fırsatım yoktu, fırsat bulduğum anlarda ise canım istemedi post hazırlamak.
Hala bloglarımıza erişim engelli, bazı günler girilebiliyor, bir süre sonra yine o iğrenç yazı çıkıyor.
Açıkcası böyle bir durumda da yazmak pek içimden gelmiyor, zorla yazıyorum işte, üstünden fazla bir zaman geçmesin diye...


Davete komşum Nurcan ve ablamla birlikte hazırlandık, sağolsunlar birer çeşit yapıp getirdiler.


Neler yapmışız bir bakalım:


Beşamel soslu ıspanaklı börek


Alt komşum Nurcan' dan peynirli dereotlu poğaça


Galeta unlu patatesli poğaça


ablacımdan mercimek köftesi


Ben bir de salata olarak kereviz salatası yaptım ayrıca fotografını çekmedim.


Cevizli tarçınlı kurabiye

Kurabiyenin fotografını çekmeyi unutmuşum daha sonra çektim


ve çikolatalı cheesecake 


İlk olarak bu gün galeta unlu patatesli poğaçadan başlamak istiyorum:

Geçtiğimiz yıllarda yaklaşık olarak üç yıldan fazla oldu,  Olcay abla ve  Handan ablayla birlikte bir arkadaşımıza oturmaya gitmiştik.
Orada yemiştim bu poğaçayı ve çok beğenmiştim, o gün bu gündür yapmak bir türlü kısmet olmamıştı, daha doğrusu tarifi yazdığım yapışkanlı kağıdı tarif defterinin boş bir sayfasına yapıştımışım sonrada kaybettiğimi sanmıştım :) 
Başka bir tarif ararken buldum sonunda ve en kısa zamanda yapmaya karar vermiştim, kısmet bu daveteymiş.


MALZEMESİ:

1/2 su bardağı sıvıyağ
1/2 su bardağı yoğurt
125 gr. tereyağ
1 yumurta sarısı içine, beyazı dışına
1 paket kabartma tozu
 3 su bardağı un 
tuz

Dışı için:

4 patates
tuz
1 çay bardağı süt

YAPILIŞI:

Hamur malzemeleri bir kaba alınarak kulak memesi yumuşaklığında olacak şekilde yoğurulur.
Patatesler haşlanıp ezilir, sonra süt ve tuzla karıştırılır.
Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparılıp yuvarlanır sonra dışları patateslerle kaplanır.
Önce yumurta akına sonra galeta ununa  bulanarak fırın tepsisine dizilir.
180 ısılı fırında üzerleri kızarana dek pişirilir.

  • hamurları patatesle kaplarken mutlaka elinizi ıslatın, yoksa elinize yapışıyor ve şekli bozuk oluyor.






23.03.2011

SU BÖREĞİ


Yemek kursunda yaptığımız leziz mi leziz su böreğimiz...

Kahvaltı yaptığımız günün özel böreğiydi.
Bir hevesle açtık arkadaşlarla.
Bir kısmımız daha önce hamur açmışlar, bir kısmımız ise hamura oklavaya ilk kez eline sürdü.
Ben de ilk kez sürenlerdenim dersem yalan söylemiş olmam sanırım. Daha önce bir-iki  kez börek açma denemelerim olmuştu tabiiki annemle birlikte.
Kulakları çınlasın Asiye teyzenin benim açtığım yufkaları gördüğünde bu ne böyle Kıbrıs haritası olmuş bunlar demişti :))
Anlayın artık şekli nasıl olduysa :))


MALZEMESİ:

Hamur için:

5 su bardağı un
5 yumurta
2 yemek kaşığı sıvıyağ
1 yemek kaşığı sirke
yarım çay bardağı süt veya su
tuz

İç malzemesi:

beyaz peynir 

Ara malzemesi:

200 gr. tereyağ
1 su bardağı süt
1 yumurta

YAPILIŞI:

Un elenip ortası açılır. Malzemeleri eklenip hamur yoğurulur.
Yoğurulan hamur 12 parçaya ayrılır.


Üzerleri örtülüp 20-25 dakika dinlendirilir.
Küçük bir tavada yağ eritilip ılıtılır süt ve yumurtayla çırpılır.


Hamurlar tepsi büyüklüğünde açılır.


2 tane yufka ayılır.

Kalan 10 tanesi tuzlu kaynar suda birkaç dakika haşlanır.


Soğuk suya alınır ve suyu süzülür.

Yağlanmış tepsinin en altına pişmeyen  ayırdığımız yufkanın biri serilir, yağlı karışımdan dökülür,pişen yufkalar sırayla konup, yağlı karışım aralarına bolca sürülür.

Altıncı yufkanın üzerine beyaz peynir serilir.
Pişen yufkalarla işleme devam edilir.

En üste pişmeyen yufkalardan ikincisi serilir ve kalan yağlı karışım sürülür.
 170C' de altı üstü kızarana dek pişirlir.

  • hamurlar makarnalık hamur gibi sert yoğurulacak
  • dilerseniz peynirli yerine ıspanaklı veya kıymalı yapabilirsiniz
  • yufkaları ikiye bölerek haşlarsanız daha kolay olur, yapışmaz ve açması kolay olur
  • soğuk sudan alınca makarna süzgeci gibi bir süzgeci ters çevirerek üzerine alıp iyice süzülmesini sağlayın veya temiz mutfak havlusuna alıp suyunu süzebilirsiniz.
  • fırında altı kızarıp ancak üstü kızarmadıysa tepsiyi  aynı boy başka bir tepsiye ters çevirerek üzerlerinin de kızarmasını sağlayabilirsiniz.
  • çookk ama çooook lezzetli oluyor parmaklarınızı da yiyebilirsiniz yani bence dikkat edin :))




20.03.2011

YEMEK KURSUNDA KAHVALTI GÜNÜ: DOMATES ve SALATALIK DOLMASI ve KREP

Geçen cuma yemek kursunda kahvaltı yaptık.
En sevdiğim öğünün kahvaltı olduğunu daha öncede belirtmiştim.
Şöyle  bol peynirli ve envai çeşit reçelli, börekli, çörekli, kekli bir kahvaltıya kim hayır diyebilir ki :)
Sanırım bizim milletimiz dışında öyle pek kahvaltıyı abartan bir millet daha yoktur :)
Ben davetlerde en çok da kahvaltı hazırlamayı seviyorum tabii erken kalkması olmasa :)

Geçtiğimiz hafta da yemek kursunda kahvaltı yapacağımızı öğrenince deyim yerindeyse havalara uçtum.
Hemen alışverişi üstlendim, benim için beyaz peynir varsa yoksa ezine peyniridir.Onun haricindeki peynirleri pek yiyemiyorum.Ben diyet yaparken de doktorum az yağlı beyaz peynir deyince: ama ben ezineden başka peynir yiyemem demiştim, sağolsun o da bana göre ayarlamıştı diyet listemi.
Kahvaltımın vazgeçilmezlerinden biri de hellim peyniridir. Bayılırım şöyle miss gibi kızartılınca.
Kahvaltıda hayır diyeceğim tek şey tatlı türleri, öyle reçel, bal falan hiç yiyemem.
Diyetten önce nutella çok yerdim ama diyete başladığımda diyetisyenimin telkinleri ile ondan da soğudum yiyemez oldum.Diyet bitti aradan kaç sene geçti ama ben hala nutella yiyemiyorum. Onu da tek bir şekilde yiyebiliyorum o da  kahvaltıda krep varsa finali nutella sürerek yapıyorum :)

Bekarken pazar kahvaltısı bizim için çok özeldi.
Abim, babam, annem aynı masanın etrafında olduğumuz tek gündü pazar sabahları...
Anneciğim daha bir özenirdi  pazar kahvaltısına hepimizin sevdiği şeyler yapılırdı.
Abim ve babam için mutlaka yumurta pişirilir, menemen yapılmışsa yumurtası kırılmadan bana ayırılırdı.
Sonra bol yeşillikli, bol limonlu patates salatası...
Hele de bayram sabahlarının yeri ise çook ama çook farklıydı...
Bayramın ilk günü kahvaltıda dayımlarda toplanıp hep birlikte kahvaltı yapılırdı...
Evlendikten sonra çok arar oldum o günleri, ben uzakta olduğum için annemler ve dayımlarla birlikte kahvaltı yapamaz oldum...
Ben ve dayımın kızı Handan'ım evlenince ve hem annemin hem de yengemin sağlığı bozulduğundan eskisi gibi kahvaltılar yapılamaz oldu...
Yine de geçtiğimiz yıllarda annem çağırmıştı bayram sabahında kahvaltıya, her iki dayımlar, dedem, abim, biz, hatta giderken  Olcay ablamları da alıp gitmiştik...Hoşça birkaç saat geçirmiştik bir masanın etrafında değer verdiğimiz  ve sevdiğimiz insanlarla beraber...
Hey gidi günler hey...

Sanırım anlamışsınızdır benim için kahvaltının ne kadar önemli ve değerli olduğunu...

Bunlar da bizim yemek kursundaki kahvaltı günümüzden...


süslü  masamız :)

masadaki reçellerden biri de patlıcan reçeliydi
arkadaşımız kendi yapmış getirmiş sağolsun.


beyaz peynirimiz tabii ki ezine :)


Domates ve salatalık dolması

Cherry domates ve salatalıkların içleri çıkartılır ve beyaz peynir, maydanoz karışımı içlerine doldurulur.
Salatalıklar  verevine kesilerek servis tabağına alınır.
İşte bu kadar basit :)


hellimlerimiz tavada kızarırken

Bu hellimleri kurs arkadaşlarımız getirdiler, onlarada Kıbrıs tan gelmiş yani orijinal hellim ham hum o kadar  lezzetlilerdi ki...


kızartılmış ve yenmeyi bekleyen hellim.

hepiniz zaten biliyorsunuz hellimin nasıl kızartıldığını ama yine de basitçe anlatayım.
Hellimleri dilimleyip sıcak suda 10-15 dakika bekletin sonra da teflon tavada arkalı önlü kızartın.
Eğer çok az tereyağ da ilave edip kızartırsanız çok daha lezzetli oluyor.


Krep

bir türlü yayımlamaya fırsatım olmamıştı kendi kreplerimi.
Biz eskiden cızlama diye bilirdik, bazı yörelerde akıtma diyorlar, sosyetik ismi ise krep diye geçiyor.
Ben çocukken cızlama cıstak derdim :))


3 yumurta
2 su bardağı un
3 su bardağı süt
1 talı kaşığı tuz
arzuya göre göre

mikserle çırpılır.Krep tavası yağlanır.Bir kepçe yardımıyla krep tavasına biraz dökülüp arkalı önlü pişirilir.
Bu kurstaki verilen tarifdi, ben biraz farklı yapıyorum. Şöyle ki:

1 yumurta 
2 su bardağı un
yarım çay bardağı sıvıyağ
3,5  su bardağı süt
yarım su bardağı şeker
biraz tuz

şeklinde yapıyorum. Nedeni ise basit yumurta sevmediğim için fazla yumurta katmıyorum çünki kokuyor.
İçine sıvıyağ katılınca pek tavayı yağlamak zorunda kalmıyorsunuz.
Şeker ise çok yakışıyor eğer tuzlu birşeyler yapmayacaksanız ( kebap veya börek gibi) mutlaka katın derim.

İçine istediğiz şeyi sarıp afiyetle yiyebilirsiniz.
Ben baştan peynir-maydanoz sarıyorum en son finali ise yukarı da yazmıştım nutellayla bitiriyorum...

VEEEEEE BÜYÜK FİNAL....


TA TA TA TAMMM

Su böreği açtık...

Ama bunun tarifi bir sonraki postta :))

Şimdilik bu kadar yeter, yarın annemler gelecekler muhtemelen fırsat bulup oturamam bilgisayar başına artık pazartesi  su böreği tarifiyle görüşürüz :)


19.03.2011

BİSKÜVİLİ BONBON


Geçtiğimiz haftanın son tarifi diyeceğim ama iki hafta oldu aslında.
İlk tadına baktığımda yorumlarım olmuştu, ama şimdi pek hatırlayamıyorum:(
Tarife göz atarken sanırım çok fazla yağlı bulmuştum,  tadına da yansımıştı haliyle, bir zamanlar yaptığımız elmalı toplara benziyor yapımı ama elmalı toplar bu kadar ağır olmuyordu.
Görüntü süper, kalorisini düşünmeden yersiniz artık, ben bir taneyi yerken kırk kez düşünmüştüm...

MALZEMESİ:

200 gr. tereyağ
8 yemek kaşığı toz şeker
yarım limon kabuğu rendesi
1,5 çay bardağı süt
500 gr. petibör bisküvi
1 çay bardağı fındık kırığı
3 yemek kaşığı kakao
hindistan cevizi
toz fıstık

YAPILIŞI:

Yağ eritilir, şeker ve limon kabuğu rendesi eklenir.
Kısık ateşte 5 dakika pişirilir.
Soğuk süt eklenip, karıştırılır.
Bisküviler iyice ezilir ve pişen karışım ve fındık içi eklenir.
İyice yoğrulup ikiye ayrılır.
Birine kakao eklenip yeniden yoğrulur.
İsteğe göre hindistan cevizi veya toz fıstığa bulanır.
2-3 saat dolapta bekletilip servis yapılır.


YOĞURTLU PATATES YUVASI

Bu gün misafirim vardı apartman günümüz bendeydi, yarın akşam  (aslında artık saat gece 12'yi geçtiğine göre bu akşam) arkadaşlarım gelecekler eşleriyle birlikte, pazar günü ise annemler gelecekler.
Bu kadar yoğunluğun arasında kendi tariflerim ve davet masalarım var yayınlanmayı bekleyen.Sonra birkaç film var yine tavsiye edeceğim. Bunca şeyin arasında öncelikle yemek kursunun tariflerini bitirmek istiyorum.
Geçtiğimiz haftadan yoğurtlu patates yuvası tarifimiz sırada...

MALZEMESİ:

1 kilo patates 
yarım limon suyu
2 adet havuç
1 kase yoğurt
yarım demet maydanoz
yarım demet taze soğan
tuz, karabiber, kırmızı pulbiber
biraz sıvıyağ

YAPILIŞI:

Patatesler haşlanıp ezilir.
Biraz sıvıyağ, tuz, biberler ve limon suyu ile yoğrulur.
Havuçlar rendelenir ve çok az yağda sotelenir.
Yoğrulan patatesten mandalina büyüklüğünde toplar yapılır.
Her tarafı kıyılmış yeşilliğe bulanır.
Ortasına bastırılıp havuçlar paylaştırılır.
Üzerlerine yoğurt dökülürek servis yapılır.

  • Kursta yoğurdu boşluklara doldurularak üzerlerine havuçların konulması daha çok beğenildi, siz nasıl isterseniz o şekilde yapabilirsiniz...

17.03.2011

KREMALI ISPANAK VE MANTAR SOSLU MAKARNA


Yemek kursunda yapılan makarnamız.
 Makarna seven biri olarak ayrıca belirteceğim hatta gizli falan değil aşikare reklam yapacağım BARİLLA olmazsa olmaz makarnam :))
Bu tarifimiz kremalı fettucini diye geçiyordu, ben bir heves fettucini beklerken karşıma kalem makarna çıktı...
Neticede ikiside makarna diyenler olabilir ama ikisi arasında görünüş bakımından dağlar kadar fark var...
Mesela ben makarnayı çok sevdiğim halde burgu makarnadan hoşlanmıyorum ve evime girecek en en en son makarna o olabilir, yani dünya üzerinde başka çeşit kalmazsa...
Dediğim gibi en sevdiğim makarna markası ve bence en lezzetlisi Barilla, her çeşiti bulunuyor.
Aaaa birde Amway'ın makarnası da çok lezzetli, onu da kesinlikle tavsiye ediyorum. 
Tıpkı Barilla gibi hiç sos falan katmadan sade bile tüketebilirsiniz.
Reklamlar bitti :)) sıra tarifte...
Aslında ben bunu fettuciniyle yapıp fotograflayıp öyle koyacaktım ama bu aralar ben yediğime dikkat ediyorum, kalp doktorum birkaç kilo vermemi söyledi şimdilik söz dinliyorum makarna ve pilavdan uzak duruyorum, o yüzden yapamadım:( biliyorum kendime hakim olamam ham hum yerim, yapmamak en iyisi :)


MALZEMESİ:

1 paket fettucini makarna veya kalem makarna
1 küçük kutu krema
yarım paket mantar
2 diş sarımsak
1 kırmızı etli biber
4 dal taze soğan
250 gr. ıspanak yaprağı
sıvıyağ
tuz,karabiber
ÜZERİNE:
kaşar rendesi
(bence parmesan çok daha güzel yakışırdı)

YAPILIŞI:

Mantar ve sarımsaklar doğranır,sıvıyağda kavrulur.
Şerit doğranan biber,doğranan taze soğan ve ıspanak yaprakları eklenir.
Kavurmaya devam edilir.
Krema, tuz ve biber eklenip 1-2 taşım kaynatılır.
Haşlanıp süzülen makarnalar sosa eklenir.
3-4 dakika beraber pişirilir.
Suyunu çekince servis tabağına alınır.
Rende kaşar peynir serpilip, sıcak servis yapılır.







15.03.2011

KADINBUDU KÖFTE

Bloglarımızın yakında açılacağı sevinciyle aldım laptobumu kucağıma ve başladım mutlu mutlu postlarımı yazmaya :)))

Yemek kursumuzdan kadınbudu köfte tarifimiz.
Tadı güzeldi, ben seviyorum her çeşit köfteyi, her ne kadar bu yumurtaya bulanıp kızartılıyor olsada :)
En son geçen senelerde yapmıştım, sanırım ramazanı şerifdeydi.O zaman ya blogum yoktu, yada yetiştirip fotosunu çekememiştim, şimdi hatırlayamıyorum. Ama uzun zamandır yapmamıştım.
Ben çocukken Aynur yengem yapardı bunu, kadınbudu köfte derdi, bende çocuk aklı işte içinde kadınbudu denen bir etin olduğunu falan düşünürdüm :))

Neyse düştü çenem sanırım sevincimden, artık tarifine geçelim bakalım:


Haa bu arada unutmadan, fotoda gördüğünüz incik boncuk ve taşlar, bizim kurstaki yemek  masamızdan, ya işte biz böyle süslü masada yiyoruz :)

MALZEMESİ:

500 gr. kıyma
2 yemek kaşığı pirinç
1 kuru soğan
biraz maydanoz
4 yumurta
tuz, karabiber
galeta unu
kızırtmak için sıvıyağ

YAPILIŞI:

Kıymanın 3'te  2'sine rendelenmiş soğan eklenir.
1-2 kaşık sıvıyağla iyice kavrulur.
Pirinçler iyice pişirilir.
Kavrulmuş kıymanın içine bir yumurta, kalan çiğ kıyma, haşlanmış pirinç, kıyılmış maydanoz, tuz ve karabiberi eklenip yoğrulur.
Limon büyüklüğünde kopartılır, oval şekil verilir. 
Köfteler önce galeta ununa sonra çırpılmış yumurtaya bulanır. 
Kızgın yağda kızartılır, kağıt havlu üzerine alınır.
Sıcak servis yapılır.

Sonrada afiyetle mideye indirilir:))




13.03.2011

ÇERKES TAVUĞU



Çerkes tavuğunu Güzide yengenin elinden yemişimdir daha çok, onun yaptığı, elinin değdiği herşey gibi çerkes tavuğunu da çok beğenmiştim, yemeye  doyamamıştım.
Benim kayınvalidem çerkes, ama onun yaptığı hem görüntü, hem de tat olarak çok daha farklı oluyor.
Çerkes tavuğunun birçok çeşitleri var, en yaygın olarak bilineni şimdi vereceğim tarif.


MALZEMESİ:

1 orta boy tavuk
400 gr. ceviziçi
1 bayat ekmek 
tuz, karabiber
sarmısak

üzerine:
yarım kahve fincanı sıvıağ
1 tatlı kaşığı pulbiber
maydanoz yaprakları


YAPILIŞI:

Tavuk iyice haşlanır, küçük küçük didiklenir.
Ekmek tavuk suyu ile ıslatılır.
Tuz ve karabiber eklenir.
Ceviziçide ilave edilip robotta çekilir.
Krema kıvamına gelinceye kadar tavuk suyu eklenir.
Tavuk etleri de ilave edilip düzgünce harmanlanır.
Sıvıyağda pulbiber 10-15 dakika bekletilir.
Biberin rengini alan sıvıyağ çerkes tavuğunun üzerine gezdirilir.
Bütün ceviziçleri ve maydanoz yaprakları ile süslenip servis yapılır.



11.03.2011

YEMEK KURSUNDA GEÇEN HAFTAMIZ: MALHİTİYE ÇORBASI

Yoğun geçen zaman ve şu bloglarımızın kapanmasının verdiği üzüntü sebebiyle eskisi gibi yazmak pek içimden gelmiyor.
Kendimi çok zorluyorum ama ancak bu kadar çıkıyor.
Aslında yazacak bir sürü şey var, bu haftanın yemek kursundan önce geçtiğimiz haftanın tarifleri var yayımlanmayı bekliyen.
Ufaktan ufaktan başlayayım bakalım sonu gelecek mi?


Geçen hafta ki menümüz de:

1. MALHİTİYE ÇORBASI
2.ÇERKES TAVUĞU
3. KADINBUDU KÖFTE
4.KREMALI ISPANAK VE MANTAR SOSLU MAKARNA
5.YOĞURTLU PATATES YUVASI
6. BİSKÜVİLİ BONBON



Çorbamız Malhitiye Çorbası, nette biraz araştırdım ama isminin nereden geldiğine dair  bir yazı bulamadım...
MALZEMESİ:

1 kuru soğan
1 diş sarımsak
1 havuç rendesi
6-7 kaşık sıvıyağ
1 yemek kaşığı domates salçası
1 emek kaşığı biber salçası
1 çay bardağı kırmızı mercimek
yarım çay bardağı pirinç
yarım çay bardağı bulgur
tuz

ÜZERİNE:
2 yemek kaşığı tereyağ
kırmızı pulbiber, nane, kekik

YAPILIŞI:

Soğan yemeklik doğranıp sıvıyağda kavrulur.
Haavuç rendesi,salçalar ve mercimekler eklenir,2-3 dakika daha kavrulur.
Suyu ilave dilip 15-20 dakika pişirilir.
Pirinç,bulgur ve tuzu ilave edilir.
Pirinçler yumuşayana dek pişirilir.
Tereyağda kızdırılan baharatlar çorbanın üzerine dökülür.
Sıcak servis yapılır.




10.03.2011

CADI KIZ BENİ MİMLEMİŞ :)

Evet yeni bir mimle daha karşınızdayım.
Sevgili arkadaşım cadı kızın dırdırı beni mimlemiş, kendisine çooooook teşekkür ediyorum ve kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum :)

HAYALİNİZDEKİ MESLEK NEDİR?


Hımm biraz düşünmem gerek...
Çocukken daha ilkokuldayken her çocuk gibi yok öğretmen, yok doktor yok mühendis olmak isterdim, sonra büyüdükçe hayallerim değişti, gazete veya bir dergide köşe yada sayfa hazırlamak isterdim edebiyat üzerine, edebiyata karşı büyük bir ilgim vardı, hala da devam ediyor ya...

KIŞIN SÜRMEYİ EN ÇOK SEVDİĞİNİZ PARFÜM?


Birkaç ay önce bulgari blv II almıştım çok beğendim bu kış çoğunlukla onu kullanıyorum, tabiiki Idole armani de vazgeçilmezim...

ÇAY MI, KAHVE Mİ? SÜTLÜ MÜ, SÜTSÜZ MÜ?


Çayı da severim kahveyi de.
Çayı demli ve şekersiz,  kahveyi de şekersiz ve sütsüz içerim.

EN EN EN MAKYAJ HİLENİZ?


Çok özel bir gün olmadıktan sonra makyaj yapmam, sadece arada bir rimel kullanırım.O yüzden hile bile pek anlamam...

TAM ŞU AN DA KUCAĞINIZA BİR CİN DÜŞSEYDİ VE ÜÇ DİLEK HAKKINIZ OLDUĞUNU SÖYLESEYDİ NE DİLERDİNİZ?


Ay annecim iyi saatlerde olsunlar, yok ben bu soruyu hiç duymamış olayım...

KAHVALTI,ÖĞLE YEMEĞİ, AKŞAM YEMEĞİ VEYA TATLI BU ÖĞÜNLERDEN ÖMRÜNÜZ BOYUNCA YALNIZCA BİR TANESİNİ SEÇMEK ZORUNDA KALSAYDINIZ HANGİSİNİ SEÇERDİNİZ?


Tabiiki kahvaltıyı seçerdim, bayılırım kahvaltı yapmaya...

EĞER HELLO KİTY OLSAYDINIZ KURDELANIZ NE RENK OLURDU?


Bütün renkleri severim ama pembe nin yeri ayrı :)

EĞER ÖMRÜNÜZ BOYUNCA YALNIZCA BİR TANE TAKI TAKMA ŞANSINIZ OLSAYDI  BU NE OLURDU?


Öyle takı incik boncuklarla hiç işim olmaz benim.Ama alyansımı takmayı seçerdim tabii kii başka ne seçebilirim ki...

SAHİP OLMAK İSTEDİĞİNİZ YETENEK?


Zihin okumak isterdim :)

BİTİNCE ALMAYA DEVAM EDECEĞİNİZ KOZMETİK ÜRÜNÜ?


Bitmeden stoklarım zaten parfümlerimi ve rimellerimi.

EĞER GELECEĞİ GÖRME ŞANSINIZ OLSAYDI GÖRMEK İSTER MİYDİNİZ?EVETSE NEYİ GÖRMEK İSTERDİNİZ?

İki yönlü keskin bıçak gibi bu soru, imanlı ölüp ölmeyeceğimi merak ederdim,ama bunun içinde amellerimin düzgün ve ihlaslı olması gerek...Görüp pişman olmakta olabilir...

GİZLİ ÜNLÜ AŞKINIZ KİM?(FOTOĞRAFINI KOYUN)


Yaa kem küm yani yok canım ne ünlü aşkı falan, varsa yoksa;


ünsüz aşkım :)

NEDEN BLOG TUTMAYA BAŞLADINIZ?

Başlarda sadece şiirlerimi yayınlamak için açmıştım ama sonra ileride belki şiirlerimi kitap haline getirebilirim diye yayınlamaktan vazgeçtim bir süre içimden yazmak gelmedi sadece birkaç tarif eklemiştim boş olmasın falan diye bir süre sonra  güncel şeyler yazmaya başladım.Gelen güzel yorumlar, artan izleyiciler falan derken çok hoşuma gitmeye başladı blog yazmak.Ayrıca karşılıksız ve hiçbir maddi beklenti düşünmeden öyle güzel arkadaşlar edindim ki, bu bile buraya yazmaya devam etmem için büyük bir neden...


Şimdi sıra geldi mimi göndermeye;

Bir çok arkadaşımız blogları görüntüleyemiyorlar, o yüzden belki mimlendiklerinden haberleri bile olamayacak:(
Ben de, o yüzden mimlenmemiş, blogları rahatça görüntüleyebilen ve yorumlarıyla beni yalnız bırakmayan blog dostlarıma gönderiyorum...
Lütfen alıp kabul edin bu mimi...


9.03.2011

2 AYRI ŞEKERPARE TARİFİ

 Günlerdir belki haftalardır koşturuyorum o kadar yoğunum ki bu aralar, bir zamanlar haftalarca evden çıkmadığım olurdu, canım çıkmaz istemezdi, şimdi ise tam tersi evde boş zamanım hiç olmuyor.
Daha yeni geldim annemden cumartesi akşam gitmiştim, ancak bugün dönebildim.
Pazartesi annemin kalabalık misafiri vardı, mevlidi şerif okuttu. Çok güzel bir gün geçirdik.
Çok da güzel hazırlıklarımız vardı ama hiçbirini fotoğraflayamadım maalesef, gözümün önündeydi hepsi ama ben bir türlü fırsat bulup çekemedim :(
Taaa benim nişanımdan süslediğimiz peçete halkaları kalmış annemde, daha önceki misafirlerine de kullanmıştı, bir türlü atmaya kıyamamış,ben de ele geçirdim ve böylece onları tekrar değerlendirmiş olduk.
Sonra gelen misafirlerimize küçük hediyeler hazırladık ve çok güzel bir sepet içinde onları dağıttık.
İkram olarak tavuk-pilav-yeşil salata ve tatlı olarak ta  şekerpare yaptık.
Annemin arkadaşları ise tahinli kek-patates keki-ev yapımı turşu-simit ekmek yapıp getirmişler sağolsunlar.
Tadı damağımızda kalan keyifli ve huzurlu bir gündü.Rabbim tekrarlarına kavuştursun inşallah.
Şimdi gelelim şekerpare tariflerimize.
Herkesin yaptığı ve bildiği birkaç şekerpare tarifi vardır.Benim yaptığım şekerpare ise senelerdir çok sevilerek tüketiliyor.
Hatta annemin gününde en fazla reytingi o aldı.Herkes çok beğendi ve birçok kişi tarifini istedi.
Piştiğinde ve şerbetini çektiğinde hamur gibi olmuyor, yumuşak ama hafif kıtır gibi.Sanırım o yüzden herkes çok severek yiyor.
Ben de fotografını çekmiştim ve zaten yemek kursunda yaptığımız şekerpareyle birlikte yayınlarım diye düşünmüştüm.
Yemek kursundakinin fotosu şimdilik yok, cuma günü gittiğimde çeken arkadaşlardan alırım ve o zaman fotoyu eklerim şimdi yalnızca tarifini vereceğim.
ŞEKERPARE 

MALZEMESİ:

1 su bardağı pudra şekeri
2 su bardağı irmik
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvıyağ
150 gr. tereyağ
2 paket kabartma tozu
1 vanilya
2 yumurta (birinin sarısı üzerine)
aldığı kadar un
fındık içi
ŞERBETİ İÇİN:
6 su bardağı şeker
5 su bardağı su
yarım limon suyu

YAPILIŞI:

yumuşak margarin veya tereyağını,yoğurdu ve sıvıyağı elle karıştırılır.
1 tam yumurta,diğer yumurtanın akı ve kalan malzemeler eklenip hamur yoğrulur.
10 dakika dinlendirilen hamurdan küçük parçalar kopartılıp yuvarlanır. 
Üzerine yumurta sarısı sürülür, bütün fındık batırılır.
170 ısılı fırında kızarıp biraz çatlayana kadar pişirilir.
Fırndan çıkınca 5 dakika dinlendirilip kurabiyelerin üzerine sıcak şerbet dökülür.
( şerbetinde ilk sıcağı çıkmış olacak)


Sıra geldi benim meşhur şekerparelerime:


Bu şekerpare tarifimiz Aynur yengemden, o kimden aldı bilmiyorum ama iyiki alıp, bulmuş ve bize getirmiş bu tarifi.

MALZEMESİ:

1 paket tereyağ
2 yumurta /1'inin sarısı üzerine
1 çay bardağından biraz fazla irmik
1 çay bardağı pudra şekeri
3 dolu su bardağı un
1 paket kabartma tozu

Şerbeti için:

3 su bardağı şeker
3,5 su bardağı su
limon suyu

YAPILIŞI:

Bütün malzemeyi karıştırıp, şekil alabilecek kadar sert bir hamur yoğurun.
Küçük parçalar koparıp yumurta gibi şekil verin biraz üzerlerine bastırın.
Üzerine yumurta sarısı sürüp çatalla çizin.
180C de üzerleri kızarıp kahverengi alana dek pişirin.
Fırından çıkar çıkmaz önceden hazırladığınız ılık şerbeti dökün.
Şerbetini biraz çekince altüst çevirip üst kısımlarının da şerbeti çekmesini sağlayalım.
( şerbeti için, su, şeker ve limon suyunu 5-10 dakika kaynatalım.)





5.03.2011

ALMAN PASTASI

Geçen hafta yemek kursunda çok eskilerden, çocukluğumuzdan gelen bir lezzeti yaptık.
Ben çocukken çok severdim Alman pastasını, hani şu küçük, içi bol kremalı üzeri çikolata soslu olanlarını.
Hiç unutmam, anneciğim her fırına ekmek almaya gittiğinde mutlaka alırdı bana, fırın sahibi tanıdık olduğu için eğer taze değilse kaşlarını kaldırırdı alma diye...
Evlerde ise çoğunlukla böyle büyük pasta şeklinde olanları yapılırdı...
O zaman bu kadar çok pasta çeşidi sanırım bilinmiyordu....
Günümüzde ise o kadar çok pasta çeşidi arasında, maalesef alman pastası çoktan raflardaki eski tarif defterlerinin arasında kaldı...Artık eskisi kadar sık yapılmıyor...


MALZEMESİ:

Kek için:

2 yumurta
1 çay bardağı süt
1 çay bardağı sıvıyağ
2 çay bardağı şeker
2 su bardağı un
1 kabartma tozu
2 adet muz

Krema için:

çeyrek paket margarin ( 1/4)
1 vanilya
yarım litre süt
3 yemek kaşığı un
1 çay bardağı şeker
1 yumurta sarısı

Üzerine:

bol pudra şekeri

YAPILIŞI:

Yumurta ve şeker mikserle 6-7 dakika çırpılır.
Süt ve sıvıyağ eklenir, sonra un ve kabartma tozu ilave edilip çırpmaya devam edilir.
Yağlanmış çember kalıbına dökülür.
175C ısılı fırında 20-25 dakika pişirilir.
Küçük bir tencerede margarin ve vanilya hariç bütün krema malzemesi karıştırılıp pişirilir, altı kapatılır.
Yağ ve vanilyası eklenir.3-4 dakika mikserle çırpılır.

Pişen kek soğuduktan sonra ortadan ikiye kesilir ve arasına krema sürülür.

Muz dilimleri yerleştirilir. 
Kekin diğer kesik parçası üzerine kapatılır.
Bol pudra şekeri serpilip, bir kaç saat bekletildikten sonra soğuk servis yapılır.

  • pasta çemberi büyük olanından değil, kursta yapıldığı için şu an kaç cmlik olduğunu ölçme şansım yok,o gün da ölçmeyi unutmuşum.
  • eğer benim gibi siz de küçüklerini seviyorsanız sandviç ekmeğinin şekerini daha fazla ilave ederek yapabilirsiniz.






HAYALLERE DOKUNURKEN,BLOGUMA DOKUNMA

‘Blog’uma dokunma


05 Mart 2011 Cumartesi




Galatasaray Üniversitesi öğrencileriyle ‘blog’ yasağını masaya yatırdık. Gençler, “Birkaç suistimal yüzünden milyonlarca kullanıcı mağdur edilmemeli” diyor.





GENÇ TÜRKİYE
HAZIRLAYAN: Fatih SELEK

Her hafta bir üniversiteyi ağırlıyoruz

Bu hafta sayfamızı Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileriyle hazırladık
Gazetemizde bu hafta Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerini ağırladık. Ulaş Manazoğlu, Ebru Tepeler, Dilek Aksoy, Cansu Güneş Seferoğlu, Mehmet Akın ve Yener Dayı ile Genç Türkiye’yi inşa ettik. Arkadaşlarımızla yazı işleri toplantı odasında, gündemdeki bir konuyu, Google’ın ücretsiz blog servisi Blogspot’a uygulanan erişim yasağını tartıştık. 2011 yılında bu tür yasakların çok komik durduğu ve suistimalci birkaç kişi yüzünden milyonlarca kişinin mağdur edilmemesi gerektiği kanaatine vardık. Aynı zamanda bir blog yazarı olan Ulaş Manazoğlu, meseleyi farklı bir gözle değerlendirdi ve sorguladı.

Ulaş Manazoğlu

İnternet dünyasının en büyük platformlarından Blogspot’un Türkiye’de mahkeme kararıyla kapatılmasının ardından tepkiler çığ gibi büyüyor. Blogspot uzantılı adreslere erişemeyen kullanıcılar ‘Bloguma Dokunma’ adlı bir oluşum başlattı.
Digitürk’ün yayın hakkını elinde bulundurduğu Lig TV’nin blogspot.com uzantılı bazı bloglarda yayınlanması üzerine açtığı dava sonucunda Google’ın blog servisi Blogspot’a erişim Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kapatıldı.

EMEKLERİMİZ ÇALINIYOR
Alexa adlı web istatistik şirketine göre Türkiye’de en çok girilen 10. site olan ve içerisinde 4 milyon sayfadan fazla Türkçe içerik barındıran Blogspot’un engellenmesi Türk kullanıcıları harekete geçirdi. Yasağa karşı çıkan kullanıcılar, son dönemde önemi iyice artan ve birçok tepki oluşumunun adresi olan sosyal ağlarda oluşturdukları gruplarla yasağı protesto ediyorlar. Facebook üzerinden iletişime geçen internet kullanıcıları ‘Bloguma Dokunma’ isimli bir hesap açtı. Sayfaya üye olan sansür karşıtı kullanıclar, yasa dışı gösterimler yapan bloglar sebebiyle tüm blog platformunu yasaklayan mahkeme kararını eleştiren yazılar yazıyorlar. Birçok blog sahibi, mahkemenin emek hırsızlığı yapanları cezalandırmaya çalışırken kendi emeklerini çaldığını, vatandaşın çıkarlarını korunmadığını belirtiyor. ‘Bloguma dokunma teknolojimi karartma’ mesajıyla’ iletişim özgürlüğünü savunanların sayısı her geçen gün artıyor. Grubun Facebook’taki üye sayısı biz bu haberi kaleme aldığımız sırada 15 bine yaklaşmıştı.

EN ÇOK ‘TwEet’LENEN konu
Sansüre karşı olan twitter kullanıcları da ‘bloguma dokunma’ etiketiyle blog yasaklarına karşı seslerini duyurmaya çalışıyor. Blog kullanıcılarının başlattığı bu oluşum twitter’da gün içinde en çok konuşulan konu oldu. Oluşuma sanat, spor ve siyaset dünyasından da oldukça büyük bir katılım var. Twittürk adlı sosyal ağ istatistiklerine göre yasağın ortaya çıkmasından bu yana ‘blogumadokunma’ etiketile ilgili 15 bin, ‘blogspot’ etiketiyle 40 bin, ‘blog’ etiketiyle 28 bin’ ve ‘sansür’ etiketiyle 3 bin tweet yazıldı.
Bunların yanı sıra ‘yeni medya düzeni’ sloganıyla yakında iPad gazetesi çıkaracak Dipnot.tv ‘Bloguma Dokunma’ isimli bir video hazırladı. Video, paylaşım sitelerinde binlerce kişi tarafından izleniyor. Birçok forum sitelerinde imza kampanyaları başlatıldı. SansüreSansür adlı oluşum da sitelerini Blogspot’tan WordPress adresine taışıdıklarını duyurdu.

Yasak kırıcı DNS numaraları
Blogspot’un kapatılmasına yönelik tepkiler sadece bunlarla da sınırlı değil. Birçok blog sahibi ve hacker sosyal ağlarda sitenin açılmasına imkân veren DNS (Domain Name System/Alan Adı Sistemi) ayarlarını paylaşmaya başladı. 30 kadar yasa dışı sitenin ihlali sebebiyle 28 milyondan fazla internet kullanıcısını mağdur eden bu uygulama karşısında tarafların bu duruma nasıl bir çözüm getireceği sorusu ise cevaplamayı bekliyor.

BEN DE BİR BLOG YAZARIYIM VE SORUYORUM

> Kapatma kararı veren mahkeme üyeleri bir blog kullanıcısı mı ya da blogun ne demek olduğunu biliyor mu?
> Artık bloguma legal olmayan yollardan, yasağı delen sitelerin üzerinden girmek zorunda kalıyorum. Kanunlarımız beni neden illegal davranmaya itiyor?
> Blogspot’a erişim imkânı veren sitelerin (ki bunlar yabancı) bu sayede büyük paralar kazandığını biliyor musunuz?
> Blogların; paylaşma ve üretme gibi amaçları olduğunun, buradaki sayfalarıyla para kazanan birçok insanımızın bulunduğunun farkında mısınız?
> Bu dava neden Diyarbakır’da açıldı?
> Bir televizyon yayın ihlali yaptı diye diğer kanallar da kapatılıyor mu? Hayır! Öyleyse kanuni yollardan yayın yapan biz kullanıcıların suçu ne?
> 2011 yılında bu sansürün çok komik bir durum olduğunun farkında mısınız?
> Milyonlarca dolar yatırım yapan Digitürk’ün refleksini haklı buluyoruz. Fakat, diğer kullanıcıları mağdur etmeden farklı bir koruyucu çözümün bulunması gerektiğini düşünmüyor musunuz?