Hala da gelmiyor ama zorladım kendimi bu gün, Ramazan-ı şeriften önce bu postu yayınlamak için.
Biraz kırgınlığım var bloguma aslında. Belki farketmişsinizdir ya da farketmemişsinizdir bilemiyorum ama bizim için çok önemli olan çekilişimizden beri kırgınım bloguma.
O kadar emek verip bir heves hazırlıyorsunuz blogunuzu ama gelen giden yok, sanki boşa yazıyor boşa kürek çekiyormuşsunuz gibi bir izlenime kapıldım.
Şunu da öğrendim ki sessiz takipçilerimin sayısı bir hayli fazla. Bir çoğunu tanımıyorum ama blogumu takip ettiklerini duyuyorum.Geçen hafta annemlerle boğaz turu yaptık, (onu da inşallah yazmak canım isterse bir başka postta yazarım) orada yengemin yeğeni sevgili Didar -Fatma abla sen olduğunu bilmeden takip eden çok kimse var aslında, ben söylüyorum o bizim fatma abla diye.dedi.Sonra yine yengemin arkadaşlarından takip eden hatta verdiğim tarifleri yapan ve beğenenler varmış.Bunları duyduğumda hoşuma gidiyor yazma isteği geliyor ama sonra yine o şevkim kayboluyor.Bir ses bekliyorum, olmayınca da bütün istek kaçıyor işte.
Ben biraz farklı bir yapıya sahibim, yaptığım bir şeyin beğenilmesi benim bir sonrakini daha bir şevkle ve istekle yapmama sebep oluyor.Belki yetiştiğim ortamında bunda çok etkisi vardır.
Mesela ben 12 yaşında girdim mutfağa, ilk yaptığım bir kurabiyeydi anneme sürpriz yapmıştım.Tarifi yanlış okumuş ve sadece 1 çay kaşığından biraz fazla yağ ile kurabiye hamuru yapmıştım. Sıcakken fena değildi tadı, annem çok sevinmiş ve beni tebrik etmişti,sonra her yaptığım yemekte, pasta börekte hep beni takdir etmiş ve aferin demişti.Gerek babam gerek abim beğenmeseler bile hep güzel sözler söylemişlerdi.Ben her defasında daha bir istek ve azimle mutfağa girdim hala da öyleyim.Eğer o zamanlar benim moralimi bozsalardı şimdi bu kadar severek mutfağa girmezdim. Yine okulda da en başarılı öğrenci olmalıydım ki öyleydim de zaten, düşük bir not alsam tahammülüm yoktu, oturur ağlardım,hatta bir sınav sonrasında çok kızmış ve kalemimi kırmıştım herkes şok olmuştu, kendime yakıştıramamıştım düşük bir not almayı.
Sonra yine ben çocukken kalabalık bir yere oturmaya gidilince kalkarken erkekler bile evin hanımına teşekkür eder ellerinize sağlık derlerdi. O zaman o ablaların yüzüne tüm yorgunluklarına rağmen bir neşe gelirdi çok memnun olurlardı bu duruma.Ben işte böyle her şeye beğenilmese bile karşısındakinin gönlünü kırmamak için teşekkür edilen bir ortamda büyüdüm.
Her neyse yaa ben böyle düşünüyorum diye herkeste böyle düşünecek diye birşey yok.
Çok uzun yazmışım afedersiniz içimi boşaltmak istedim...
Gelelim kahvaltımıza...
1 temmuz babamın doğum günüydü.Hafta içine denk geldiği için gününde değilde pazar günü 3 temmuzda kutladık. Yani aslında babama sürpriz yaptım.Şöyle ki:
Uzun zamandır dayımları kahvaltıya almak istiyordum, hem babamın doğum gününü kutlamak hem de Bursa'dan gelmiş kuzenimle hasret gidermek için 3 temmuzda kahvaltıya davet ettim.Babam için uzun süredir yapmak istediğim şeker hamurundan gömlek pasta yaptım.
Pazar sabahı çok erken kalkıp masamızı hazırladım...
Masa örtümü ve runneri bir süre önce English Home dan çok beğenerek almıştım.
Kahvaltımızda neler vardı şöyle bir sayacak olursak;
peynir çeşitleri
zeytin çeşitleri
reçel çeşitleri
domates, salatalık
domates sosunda biber kızartması(sadece 1-2 yemek kaşığı z.yağ ile)
közlenmiş kırmızı biber
kolay su böreği
vardı.
Su böreğinin fotografı yok çünki herkes masaya oturduktan sonra fırından çıkarıp sıcak servis yaptım, aklıma gelmedi o anda fotosunu çekmek.
Peynir tabağında boş görünen kısıma hellim peyniri kızartıp koydum, onu da sıcak olması için herkes geldikten sonra kızarttım.
Kahvaltıdan sonra dileyene Türk kahvesi dileyene nescafe eşliğinde pastamızı getirdim.
Babacığımın pastası ve benim de şeker hamurlu ilk pastam.
Pandispanyasını yine sevgili Müge'nin pandispanya dosyasından yararlanarak yaptım.
Tek kelimeyle enfes oldu.
babacığım çok şaşırdı ve bir o kadar da sevindi, dayımda yanında tezahürat yaptı gördüğünüz gibi :)
Burada da dayım torunu Mücahid sırtında,babam ve kuzenim Murat, fotoyu kırptım yan tarafda annem vardı :)
Babacığım Allahü teala sana hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin, başımızdan eksik etmesin...Seni çooook seviyorum babam Allaha emanet ol...
Ve tabii ki tüm babalarda...