Pages

22.02.2010

UN HELVASI


Nazmiye yengemden dumanı üstünde un helvası....

MALZEMESİ:

1 paket tereyağ(margarin)
1 çay bardağı sıvıyağ
4 servis kaşığı un

Şerbeti için:
3 su bardağı şeker
3 su bardağı su

YAPILIŞI:

1.Tereyağı eritip sıvıyağı ilave edin.Üzerine unu ekleyip iyice karıştırın.Suyunu salıp boza kıvamına ve pembeleşene kadar kavurun.Şerbeti kaynatıp, kavrulmuş helvanın üzerine hızlı hızlı karıştırarak dökün.Güzelce karıştırın ve dinlenmeye bırakın..

(bu helvanın özelliği bilekleriniz ağrıyana kadar karıştırmak:))

HAŞHAŞLI ÇÖREK


Size sıcağı sıcağına bir tarif.Şu anda biz çayın yanında yiyoruz.Sağolsun ismini vermek istemeyen çook sevdiğimiz bir ablamız getirdi hemen çay demledik yengemde un helvası getirmiş birazdan onu da ekleyeceğim...

MALZEMESİ:

  yarım lt süt
 1 yaş maya
 1 su bardağı sıvıyağ
3 yemek kaşığı şeker
5 çay kaşığı tuz
2 yumurta
aldığı kadar un.

İçi için:

1 su bardağı haşhaş
1 su bardağı sıvıyağ
göz kararı ceviziçi

YAPILIŞI:

1.Bütün malzeme toparlanır yumuşak bir hamur elde edilir.Ve 12 parçaya bölünür.Tabak büyüklüğünde elle açılır.Yağ ile açılmış haşhaşbütün hamurların aralarına sürülür.4 tanesi üst üste konulur.En sonuncusunun üzerine haşhaş ve ceviz serpilir.16 eşit parçaya bölünür.Diğer hamurlar da aynı işlemden geçirilir.Ve şekilde görüldüğü gibi sarılır.Isıtılmış fırında 180 derecede 20-25 dakika pişirilir.

ABLASYON... VE SONRASI...

Dünden devam...

Her an ağlatabilirim mendilleriniz hazır mı:)))


Perşembe sabah 8 de uyandım hemen duşumu aldım eşimi uyandırdım hazırlandık dün geceden çantalarımız hazırdı ve 9 gibi evden çıktık.Hastaneye varmak üzereyken annemler aradı biz geldik siz neredesiniz diye.Gariblerim bizim yataktan kalkdığımızda onlar yola çıkmışlar.Aynı yakada oldukları halde:)Hastaneye vardık girişteki bankoda doç.dr. ahmet akyol u görmemiz gerekiyor dedik.Kız ben göstereyim beni takip edin dedi ve alt katta kardiyolojiye indirdi.Ahmet beyin odasına girdik ve ilk intiba güleryüzlü,çook ilgili ,sıcakkanlı bir dr. Annem ve babamda peşimde sonra eşim biz cümbürcemaat dr un odasındayız:)
Onay alıp almadığımız sordu biz de doç.dr.sinan dağdelen in bizi direkt kendisine yönlendirdiğini ve henüz onay almadığımızı söyledik.Bizi hasta yatış işlemlerine çıkardı ve oradaki adama bizimle ilgilenmesini yapılacak operasyonu ve bir gece kalmam gerektiğini anlattı.Sonra bize dönüp 13:30 gibi ablasyona alırız dedi.Ben karnım aç ve susuzum su içebilirmiyim dedim.sadece bir yudum içebilirsin dedi:( Sigortadan onay beklemeye başladık.(acıbadem sigorta )Kafede oturduk herkes gözümün önünde bir şeyler yiyor ben ise mel mel bakıyorum yiyeceklere.Saat 11 gibi onayımız geldi ama maalesef hastane çok yoğun olduğu için ve biz de daha önce rezervasyon yaptırmadığımız için oda yok ancak operasyondan sonra ya kadar bir oda ayarlanabilecek.Artık saat 13 e kadar oyalandık namazımızı kıldık veee saat 13 te ameliyathanenin önüne hasta hazırlık salonuna indik.Üzerimi değiştirdim ve yatağa uzandım elime aldım dua listemi başladım okumaya,kesmedi beni cep telefonlarımı çıkardım tel rehberinden isim isim dua ettim.Bir yandan da asistan dr. un sorduğu sorulara cevap verdim.Saat 14 te yatağımla beraber ameliyathaneye doğru yola çıktık.Herkese el salladım hadi bana müsade dedim...

Ameliyathane koridorlarına girdiğimizde bir soğuk hava yokladı beni.Hep anlatırlardı soğuk yüzünü ben başladım titremeye.Sonra dr.um ve ekibi yanıma geldiler işlemi tekrardan anlattılar.Ön hazırlık yapıldı ve dr. ---acı duyarsan söyle, sakın derin nefes alma, bacağınıda oynatma dedi.Daha uyuşturmak için ilk iğneyi yaptığı gibi ben fenalaştım.Nerdeyse bayılacağım o kadar aç ki karnım dr. --hemen serum getirip takın dedi.Bir kaç dakika kendime gelmemi beklediler özellikle serumu fazla açtılar ki çabuk rahatlayayım.Sonra başladılar işleme.İlk önce küçük bir delik açıp telleri sokdular bu arada ben biraz acı hissettim.Ben acı duydukça daha fazla iğne yaptılar sonrasını hissetmemem için.Dr. konuşuyordu şimdi şöyle olacak şöyle bir şey hissedebilirsin falan diye.Ablasyondan önce kalbimdeki hasarlı yeri tespit etmeye çalıştılar,sürekli olarak taşikardi başlatıp durdular.İlk bir saat böyle geçti fazla ağrılı değildi.Ama...Sonra kalbin sağ tarafında hasarlı yer tespit edildi ve ablasyona yani elektrik vermeye başladı.Çok değil bir kaç saniye içinde neye uğradığımı şaşırdım kalbimden doğruu bir sıcaklık boğazıma ve bütün üst solunum yollarıma doldu.Acıyla inledim dr.hemen kesti.Biraz bekledi kendime gelmem için çok hassas bir vücudum var ağrıya dayanıklı değilim.Sonra yavaş yavaş tekrar verdi ben yine inledim.Bana daha fazla acı çektirmemek için çook gayret etti dr.Allah razı olsun.Aslında birden verip hemen yakıyorlarmış ama ben çok acı çekiyorum diye azar azar verdi.Alev alev yandım nefes alamıyorum ama derin nefes almam sakıncalı.Sonra bu kadar yeter sanırım 10-15 dakika bekleyelim bakalım yakabilmişmiyiz? dedi.15 dakika sonra tekrar taşikardi başlatıp başlatıp durdurdular ve kontrol edildi.Hasarlı ve yanmamış küçük bir bölge daha tespit edildi orayı da yaktılar.Yine aynı acı...
Daha sonra bi ilaç vereceğiz biraz acı duyabilirsin ve bi fenalaşma yaşayabilirsin ama hemen geçer işlemin başarılı olup olmadığını kontrol edeceğiz dedi.Ve ilaç damardan girer girmez ben fenalaştım gözlerim karardı dudaklarım boğazım kurudu yarı baygın vaziyetteyim.Çok susadım suu diye inliyorum.Merak etme sana ara öğün yazdım burdan çıkınca dilediğin gibi yemek yiyip su içebileceksin dedi dr. İçimden dualar ediyorum Allahım ne olur bitsin artık...Tamamm bitti geçmiş olsun dediler.Teller çıkarılacak bacağımdan kanama olmaması için bir bastırdılar tam 5 dakika ben artık ölüp ölüp diriliyorum.İnliyorum yarı baygın vazilette.Artık ağrıdan duramıyorum tamam şimdi bitiyor falan derken çok şükür bitti.Kocaman bi bandajla ameliyat masasından yatağıma geçirdiler.Bacağım kütük kımıldatamıyorum.Vee ameliyathane koridorlarından çıkmaya başladık,girdiğimden itibaren 2 saatten biraz fazla zaman geçmişti.Benden önce dr.çıkmış ve beni bekleyen aileme gözünüz aydın işlem çok iyi geçti şimdi hazırlayıp çıkarıyorlar fatma yı demiş.Asistan dr tam çıkışta ben bi bakayım ailenden kimse varmı dedi,o aman annemleri görünce ilk başta bizi baya bi korkuttu demiş.Ameliyathaneden çıktım ilk önce annem ve babamı gördüm.Kimler var diye sesim çıkabildiği kadar sordum aslı,mehmet ve kayınvaliden geldi dedi annem.Asansörden indiğimizde odama doğru giderken eşimi gördüm yüzünde güller açıyordu.Ve odanın başında daha içeri girmeden o kattaki görevli hemşireler yüzlerinde gülücükler hoşgeldiniz geçmiş olsun diyorlardı.Kendimi birden gezmeye gelmişim gibi hissettim.Odaya girdim aslı ve kayınvalidem geldi geçmiş olsun dediler.Hemşireler geldi tansiyon ve ateşimi ölçtüler.Ve bacağıma kum torbası koydular 6 saat kımıldamadan yatmam gerektiğini söylediler.Ameliyattan çıkmadan dr.um da aynı şeyi söylemişti.Benim gözlerim kapanıyor güçlükle bakıyorum etrafa.Mehmetin bir işi varmış o yüzden aslılar erken çıkmak zorunda kaldılar.Odada annem babam ve eşim kaldı.Bu arada yemeğim geldi.Biraz annem biraz eşim yemek yedirdiler bana.Ben kımıldayamıyorum.

Saat 18 gibi abim ve dayımlar geldiler yanıma.Cenaze vardı o gün çook eski bir ahbabımızın onun cenazesinden direkt gelmişler.2 saat kadar oturdular.Onlar çıktı ben de nasıl bir baş ağrısı hemşire geldi ona söyledim narkozu atıyorsun o yüzden ağrıyor  dedi.Ameliyattan yeni çıktığım için hemen ağrı kesici veremiyorlarmış.Ben dayanamıyorum artık annem peçeteleri ıslatıp ıslatıp başıma koyuyor.Ben ara ara kendimden geçiyorum.Bu arada bi ses duydum ervamın kuzucuğumun sesi.Ablam geldi girer girmez kız sen bide hastanede yatıyorum diye kimi kandırıyorsun bakalım burası bi otel gibi diyerek espri yaptı.Onlar gelince gözüm açıldı sevinçden.Biraz oturdular güldük falan benim kum torbalarıyla sırt üstü yatma eziyetim sona erdi. kalktım tuvalete giridim biraz dolaşayım dedim ama ne mümkün başım fıldır fıldır dönüyor.Tekrar uzandım.Ben zannediyorum ki sağıma soluma döneceğim pehhh.geceyi sırt üstü geçirmek zorunda kaldım.Öyle zor bir gece geçirdim ki sırtım belim ağrıyor sağıma döneyim diyorum dönemiyorum soluma döneyim diyorum yine olmuyor.İnlemekten sabaha kadar doğru dürüst uyuyamadım.Sabah yedide kahvaltı geldi ilk kez kendi başıma yedim.Sonra biraz içim geçmiş uyuya kalmışım dr.un sesiyle kendime geldim.Tekrar bi kontrol etti ve bu gün artık çıkabilirsin 1 ay sonra kontrole gel bana ya da sinan beye hiç farketmez dedi.Çıkış işlemlerimiz yapıldı ve saat 11:30 gibi hastaneden beş kuruş para ödemeden ayrıldık...Sağolsun sigortamız hepsini karşılamış.

Artık bu kadar yeter sanırım.Sizleri üzmemek için olabildiğince basitleştirerek anlattım.Eve çıktıktan sonrasını bir sonraki postta anlatayım.Sevgiyle kalın...

21.02.2010

BEN GELDİM :))

Çok şükür annemdeyim yattığım yerden yazıyorum.Sağolsun dün akşam eşim bana vınn almış artık sorunsuz bağlanabilirim nette.Şimdi ameliyat öncesinden başlamak istiyorum...Hadi pazartesiden başlayalım buradan buyrun:))

Pazartesi dr.Levent abinin tavsiye ettiği çapa daki bi prof.a gittik uzun uğraşlardan ve hastane çevresinde 10 tur attıktan sonra ancak arabayı bırakabildik.Prof.dr.fehmi mercanoğlu elimizdeki ekg sonuçlarına şööyyle bi göz attıktan sonra bu benim işim değil alt kattaki aritmi kliniğine gidin işlemlerinizi yaptırın ve size sıra verirler günü gelince ablasyonu yaptırırsınız dedi.Tamam teşhis doğru bizim içinde önemli olan bu.Yoksa miss gibi beş yıldızlı otelden aşağı yanı olmayan hastanem dururken çapada niye sıra bekleyeyim ve üstelik insanca bir muamele de görmüyorsunuz.Oldum olası nefret ederim üniversite hastanelerinden...Allah c.c düşürmesin kimseyi,mecbur kalınırda gidilirse insaflı ve vicdan sahibi insanlarla karşılaştırsın....Hastaneden çıktık annemi eminönü ne bıraktık bi eşimle dolaşmaya başladık.Bizim için Ortaköyün ayrı bir anlamı vardır.Nişanlıyken hep oraya takılırdık yine öyle yaptık:) önce bir güzel kumpir yedik arkasından waffle indirdik mideye heh hehh.Şimdi offf bu ne mide dediğinizi duyar gibiyim ama yedim işte zıbarana kadar yiyeceğim dedim.Zaten çook açtı karnım kahvaltı yapmamıştım...Biraz da dolaştık ortaköyü sonra evimizin yolunu tuttuk.Tabi köprüyü geçince eve gitmek canımız istemedi bi alışveriş merkezine gittik ve orada da gezdik biraz hastane için gerekli bazı alışverişimizi yaptık.Vee evimize geldik yorgun argın akşam ezeli izledik ve sonra hoopp yattım.

Gelelim salı gününe en keyiflisiydi benim için...Bi gün önceden aydanla sabah kahvaltısı için program yapmıştık sonra ablamm da katıldı bize kahvaltıdan sonrası için.Biz sabah kahvaltısında üsküdar da  buluştuk aydan la.Güzel bir kahvaltının ardından madoda bi waffle daha mideye indirdik.Tabii yol uzun eritiriz.Saat 12.30da ablam da bize katıldı ve önce motorlara atlayıp kabataşa sonra metroyla taksime geçtik.Bir güzel dolaştık taksimden eminönüne kadar yürüdük harika bir mekanda ikindi çayımızı ve yemeğimizi yedik...Sonra vapura bindik ve üsküdara geri döndük ablam evine döndü biz aydanla beraber eşimin gelmesini bekledik.akşam 7yi geçiyordu eve geldiğimizde.

Geldik çarşambaya...O gün için bi arkadaşa davetliydim sonra aslı aradı ve gel bu gün dolaşalım esra ablaya da haber veririz dedi.Ben dünden razıyım dolaşmaya zaten operasyon sonrası dolaşamayacağım için içimde hiçbirşey kalsın istemiyorum.Eşim geldi beni aslıya bıraktı birer kahve içtik aslı hazırlandı bu arada esra ablanın spordan çıkmasını bekledik sonra aslının eşi mehmet geldi bizi almaya esra ablayıda aldık ve kaduköye gittik.Tam iskelede beşiktaş vapuruna doğru gidiyorduk ki aslı birden aaa cevahire gidelimmi dedi biz hemen atladık çook iyi olur valla.O anda basiretimiz bağlandı  beşiktaş vapuruna binecekken eminönü vapuruna bindik.Yolda hayıflanmaya başladık tühh ya yolu uzattık diye...Eminönünden otobüse atladık cevahirin önünde indik.Ama biz cevahire gelene kadar saat dörtbuçuk olmuştu ve karnımız zil zurna açtı.İlk önce üst katta güzelce karnımızı doyurduk sonra dolaşmaya başladık.O mağaza senin bu mağaza benim derken birden guess in önüne geldik.Benim ayakkabı ve çanta da favori markalarımdan biri.Aaaa % 70 indirim var hadi bakalım derken elimizde alışveriş çantaları ile mağazadan dışarı çıktık.Aslı yada bulaştım gaiba guess hastalığını başta o çizme aldı kendine sonra ben yoğun bir duygu ve düşünceden sonra almaya karar verdim bi çizme.Çook beğenerek aldık esra abla bulamadı ordan ayağına göre onada tommy den bulduk spor ayyakkabı böylece iki elti ve görümce ayakkabılandık:)Cevahirden ayrıldığımızda saat 7:30 olmuştu hemen önümüzden 202 yi görünce otobüse atladık tabii yoğun bir trafik vardı her zaman ki gibi...Birbuçuk saatlik yolculuktan sonra kazasker mado da indik ve ne zamandır sayıkladığım browniyide hopp mideye indirdim.Eşim ve kardeşi mehmet geldiler bizi almaya.Vedalaştık helalleştik ve ayrıldık oradan.Ama aslının  yüzü hiç gözümün önünden gitmiyor gözleri doldu kızcağızın muhtemelen bunları okuyup bana delii diyordur:) Eve geldik ben hemen duşumu aldım çantalarımı hazırladım ve gece birbuçuk ikiye doğru yatağa attım kendimi...

Çook uzun bir post oldu ben burada keseyim artık.Operasyonu ve sonrasını da başka bir postta anlatırım inş.Hepinize kucak dolusu sevgi gönderiyorum...

18.02.2010

TIK TIK TIK:))

ÇOK ŞÜKÜR AMELİYATTAN ÇIKTIM SIRTÜSTÜ YATMA ESARETİM SONA ERDİ...MERAK EDENLER İÇİN ELHAMDÜLİLLAH ÇOK İYİ GEÇMİŞ AMELİYAT.EN KISA ZAMAN DA AYRINTILARLA DÖNECEĞİM...HEPİNİZE DUA ETTİM YETMEDİ CEP TELEFONLARIMIN REHBERİNDEKİ  HERKESE DE DUA ETTİM.BENİM DUAM BÜYÜKLERİN DUASI OLMUŞTUR İNŞAALLAH.RABBİM EN KISA ZAMAN DA KALBLERİNİZDEKİ ARZU VE MURADLARINIZA KAVUŞTURSUN...DUALARINIZLA BENİ YALNIZ BIRAKMADIĞINIZ İÇİN ÇOOK TEŞEKKÜR EDERİM.RABBİM HER İŞİNİZDE YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN...

15.02.2010

DUA...DUA...DUA...

ALLAH C.C İZİN VERİRSE PERŞEMBE GÜNÜ ACIBADEM MASLAKTA KALBİMDEN KÜÇÜK BİR OPERASYON GEÇİRECEĞİM...DUA LİSTESİ HAZIRLIYORUM İSMİNİ YAZDIRMAK İSTEYENLER YORUM BÖLÜMÜNE  ÇARŞAMBA AKŞAMINA KADAR İSİMLERİNİ BIRAKABİLİRLER.AMELİYATA GİRMEDEN ÖNCE İSİM İSİM DUA EDECEĞİM İNŞAALLAH...BİZ SEBEBLERE YAPIŞIYORUZ TAKDİR ALLAHÜ TEALADAN...ÇOK DUA İSTİYORUM...ALLAHÜ TEALAYA EMANET OLUN...

AKRABA GÜNÜ

İlk başta akraba günümüzden bahsetmek istiyorum...

Aslında eşimin baba tarafından akrabaları.Amcasının kızları ve gelinleri torunları falan...Ben karşıdan yani avrupa yakasının bir ucundan buraya evlendim ve anadolu yakası hiç ama hiç bildiğim ve geldiğim bir yer değildi...Tanıdığımız kimse de yoktu burada...Eski günlerime dönüp te canımı sıkmak istemiyorum ama bir gün eşimin yeni vefat eden amcası şefik amcanın kızı aramıştı ilk olarak daha yeni evliydim...Bana gelmek istemişlerdi onlarla birlikte sürekli burada bahsettiğim yine amcasının gelini güzide yenge (yani elticiğim)de gelmişti.O gün bugündür 4,5 senedir sık sık görüşürüz güzide yengeyle...Sonra birlikte, daha çok benim isteğimle bir araya gelelim istedik ve artık ayda bir biraraya geliyoruz...Güzide yenge , görümceleri ve kızları gelinleri, diğer amcakızı ve amca gelini hep beraber dışarıda kahvaltı veya öğlen yemeği yiyoruz.Bu ay ki Servet ablanın günüydü ayın 13.de katibim de olacaktı ama planlarda bir değişiklik oldu ve geçen pazar güzide yengenin evinde toplandık.Bize çerkes yemekleri  yaptı...


çerkes tavuğu






ıspanak salatası



fasulye kavurması(veya püresi)



karamelize soğan



çerkes pastası


Evett bize bu yöresel mamaları yapmıştı sadace bunlar mı? OOO 3 çeşid tatlıda vardı onları fotoğraflayamadım çünki o ara kahkahalar atıp kendimden geçmekle meşguldüm :))
Tatlı olarak kaymaklı ayva tatlısı,incir tatlısı ve servet ablanın getirdiği krokanlı pasta vardı...
Hepsi de çook ama çook enfesti...Dedim ya  çok güldük ve eğlendik...Süheyla abla yaptığı taklidlerle bizi yerlere yatırdı.Süründük resmen yerlerde karnımız ağrıdı gülmekten. :)) Sonra inşaallah güzide yengenin oğlu ahmet e söz yapılacak.Sözü nişanı bir arada olacakmış sanırım.Biz şimdiden eğlenmeye başladık. :))Bir oynadık bir döktürdük ohhh sefam olsun:))
Gün bu kadarlada bitmedi tabii.Herkes evine dağıldı ama biz aydan la birlikte(elticiğim dermişim)iki amca gelini attık kendimizi dışarı.Nereye gidelim caddeye mi alışveriş merkezlerine mi derken sinemaya gitmeye karar verdik.Ben bi yandan bakıyorum cepten hangi salonda ne oynuyor diye.İzlemek istediğimiz film aslında İlişki Durumu:Karmaşık  romantik komedi.
Ama maalesef bu filmi izlemek için ya capitole ya nautilusa geçmek gerekiyor biz bi trafiğe yakalandık mecburen bizim eve yakın diye palladiuma gittik.Orada ise bu film oynamıyor  ben bir yandan kiosktan bakıyorum ejder kapanına girelim dedik yer yok dolu.Biz de mel gibson un filmine girdik.Onuda en ön sırada izlemek zorunda kaldık çünki diğer yerler hep doluydu.Aslında hiç sevmem ön sırada film izlemesini.Yılmaz Vural ve beraberinde güzel bir bayan(kim olduğunu bilmiyorum) beraber filmimiz izledik...Mel gibson dan daha güzel bir film beklerdim ama idare eder işte en fazla 10 üzerinden 5 veririm.
Saat 9:30 gibi filmden çıktık eşim zaten palladiumda yemek yemiş bizi bekliyormuş.Aydanı evine bıraktık en kısa zaman da yine tekrarlayalım dedik.Daha önce de sherlock holmes a gitmiştik eh onuda başka bir postta anlatırım.Ben iyice sapıtmaya başladım sanırım konuyu toparlayayım velhasıl güzel bir gün ve gece geçirdik.Son geçirdiğim güzel gündü..Emeği geçenlere çook teşekkür ederim...

14.02.2010

BÜTÜN AİLE BİR ARADA :))

Evet sayemde bütün aile bir araya toplandı...Çok güzel oluyor cümbür cemaat hep birlikte biz alışık olduğumuz için çok hoşumuza gidiyor.Ama tabii ki eksikler de vardı mesela kuzenim kankam Handan..Kendisi Bursaya gelin gitti o ve küçük aslanımız yoklardı maalesef:((

Dün hastane dönüşü (sağlığımla alakalı bu postta  bişi yazıp sizi üzmeyeceğim) karşıya geçmişken annemi bıraktık. Dayımların ve abimin haberi vardı geleceğimizden.Dedem bir iş için memlekete gidip dün için dönecekmiş.Tabi haberi yoktu bu durumdan.Sözün kısası 2 dayım yengelerim abim ve eşi küçük kuzenlerim dedem hep bir aradaydık.Kuzenlerimden Murat 2.sınıfa Tayfur 6.sınıfa gidiyor.Abim murat ve tayfur isim şehir oynamaya başladılar hem de ingilizce:) Murat kazandı tabi çünki yardımcısı çoktu.Ben dayım babam hepimiz Muratın kazanması için el birliğiyle çalıştık.Garibim abilerine fark attığı için o kadar mutluydu ki.

Sonra dedem biraz üzülmüştü kendisi 2 kez anjiyo oldu beni teslli ediyor işte hiç korkma falan şöyle yapıyorlar... Ben ise sadece gülüyorum benim sayemde tüm aile toplanmış bundan daha sevindirici bişi olabilir mi? Şaban dayım takılıyor --baba sen 70 bakımına girdin fatma da bakımdan geçecek 25 bakımı  olacak diye.ben hemen atıldım --yok dayı ne 25 i 30 a üç kala bakımı bu :)

Ben akşam yemeğini uykuyla geçirdiğim için bir ara karnım acıktı.Mutfaktan kendime bir ordövr hazırladım hemen yemeğe başladım.Beni gören kevser ve aynur yengem de hemen tabak hazırladılar kendilerine.Yengem muratı çağırdı iki lokma bişey yesin diye tabi murat yemeyince yengeme kaldı olan yemek.Bu arada nazmiye yengem namazı kılıp geldi hepimiz yemeğimizi yemişiz bulaşık tabaklarımızla mutfaga doluşmuşuz güldü --şunlara bak yokluğumu fırsat bilip hemen yemek yemişler dedi :) Aynur yengem-yok abla ben murat yesin die koymuştum ama bana kaldı... Ben---analar yarım yer yarımşar yarımşar kırk yer :)))

Bu arada coşkun dayımda benim gibi elinden telefonu düşmeyenlerden...Annem şakayla karışık dayıma takılıyor bırak şunu ya doğarkende mi elindeydi diye.Şaban dayım ---telefon yüzünden az kaldı uçakta hostesden dayak yiyordu :)) Şöyle ki uçagın kalkmasını beklerken dayım elindeki telefonu kapatmaya çalışıyormuş bunu gören hostes dayımı telefonla oynuyor zannetmiş ve tepki göstermiş.Biraz fazla çocukça ve gereksiz bir tepkiymiş bunun üzerine coşkun dayım gülmüş ve--dövseydin bari demiş :))



Güle oynaya aza kudura (bu azma kudurma murat ve abime ait boğuşup duruyorlar) çok güzel bir gece geçirdik.11:30 da herkes evine dağıldı ve biz de vedalaşıp evimize doğru yola çıktık.Herkes yakın tabi uzakta olan biziz.Uzak derken şehirlerarası değil çok şükür...

12.02.2010

EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMADI:((

Evet malesef bir çok program yapıyoruz hayatta ileride ne olacağını bilmeden.En son postta Aslı ile beraber eminönü sultanahmet yapacaktık annemi bırakacaktı vs. vs.Ama hiç birini yapamadım şu anda yattığım yerden yazıyorum bu yazıyı:(( Son postu yazdım sonra ilacımı içip bir güzel erkenden yattım ama başıma geleceklerden hiç haberim yoktu. Gece saat 1:56 da çarpıntıyla uyandım ama nasıl bir çarpıntı yani nabzımı ölçmeye çalışıyorum yine makine error veriyor en sonunda ölçtüğümde 199 çıktı ben şoktayım.Ha şimdi geçer derken aradan 15 dakika geçti baktım kendiliğinden geçeceği yok gittim eşimi uyandırdım.Beni hemen acile götür ekg çektireyim dedim.O da sağolsun uyku sersemliği hemen kalkıp giyindi ve çıktık evden.Annem rahatsızlığımdan ötürü ben de kalıyordu onu uyandırmadık gece gece telaş yapmasın diye.Otoparka indiğimizde sanki geçer gibi oldu ama ayakta durmaya halim yok bi oturayım arabaya geçmişse eğer dinlenip eve çıkarım dedim ama ne mümkün tekrar hızlanmaya başladı.En yakın  sağlık merkezine gidelim dedik birkaç tane var ama bizim acıbadem sigorta var diye acıbadem polikliniğine gittik hemen.Kapıdan girdim hemşireye bende taşikardi var ve şu anda çarpıntı hala sürüyo dr um ekg istedi hemen çekebilirmisiniz dedim.Hemşire demezmi tamam siz böyle geçin acil dr umuz baksın gerek görürse çekilir diye.Allahtan son anda evden çıkarken çantamı almıştım o gün dr a giderken de o çantayı kullanmıştım dr um kartını vermişti ve ben de çantama koymuştum.Hemen kartı çıkardım ve isterseniz dr mu arayabilirsiniz dedim.Hemşire acıbadem dr kartını görünce siz  buraya uzanın ben ekg nizi çekeyim dedi.Ekg çekildi sonra makineye bağladılar o arada acil dr u geldi yanıma bir kaç soru sordu benim konuşmaya bile halim yok zar zor cevap verdim.Makine ilk başta alarm verdi nabzım 185 atıyormuş hemen serumun içine ilaç yapıp taktılar. Bir kolumda serum diğer kolumda tansiyon aleti ve makinenin mandalı öyle halsiz yatıyorum gözlerim kapanıyor artık ama uyayamıyorum bir türlü.Sırtıma vurmaya başladı ağrılar her tarafım tutuldu kımıldamaktan aciz bir haldeyim.Sol tarafım uyuşmuş bir halde saat ilerliyor çarpıntı geçmek bilmiyor.Nabzım 170 lerde atıyormuş tansiyonum bir inip bir çıkıyormuş.Bu halde yatarken serum bitti ama çarpıntı geçmek bilmiyor saat gecenin 4 ü.Sonra hemşire birde damardan iğne yaptı o ara rahatladım ve birden hızla başladığı gibi aynı hızla bitti çarpıntım.Biraz daha yattım sonra eve geldik.Geldiğimizde 4:30 u geçiyordu saat.kafayı vurup bir yattım yatış o yatış deliksiz uyumuşum.Annem 9 a gelirken kapımızı tıklattı hadi yürüyüşe çıkalım diye gözümü zor açıp kalktım kapıya kadar anne yat uyu ya ne yürüyüşü diyorum bir yandan gözüm kapanıyor yumuk yumuk bakabiliyorum ancak.Annem hadi kızım dışarı çıkınca kendine gelirsin diyor ben o zaman anne gece çarpıntım tuttu hastaneye gittim sabaha karsı geldik nerdeyse yat uyu benim halim yok dedim annem şoka girmiş.Ben geri yatağıma döndüm yine uyumuşum.Saat 11:30 da güçlükle kalktım annem kahvaltıyı hazırlamış benim le birlikte uykusuz kalan eşim işe gitmek için hazırlanıyor.Kahvaltıya oturdum ama ne mümkün bişey yemek canım istemiyor boğazımdan geçmiyor lokmalar.Dr umu aradım biraz dinlen kendini toparla akşam üstüne doğru gel bakayım sonuçlara dedi.Bu arada önceki postu okuyan tanıdıklarım aramaya başlamışlardı sesim çıkmıyor bir türlü zorlukla konuşuyorum.Bütün gün yattım uyudum dinlenmeye çalıştım saat beşe doğru hastaneye gitim sonuçları gösterdim doktora.Bizim içim çok iyi oldu bu çarpıntı aslında hani yazmıştım ya siyami ersek ya da çapa da bu çarpıntıyı belirlemek için bir cihaz takıyorlar 1 sene vücutta kalabiliyor diye işte ona gerek kalmadı.Hemen belli oldu taşikardinin çeşidi.Evet sonuç: Kalpte ritim bozukluğu. Tedavi ise 1. ilaçla tedavi ama kesin sonuç değil ilaç bu rahatsızlığı kökünden kaldırmıyor ama sadece o esnada nabzın daha çabuk yavaşlamasını sağlıyor.Sonuç:ölene kadar ilaç tedavis olmadık yerde olmadık zamanlarda yine tekrarlayabilir bu taşikardi.2. ise ablasyon.Bunda kesin sonuç elde ediliyor.Ablasyon nedir öğrenmek için buraya   http://www.ahmetalpman.com/defkonuoku.asp?id=587

Bu ablasyonu yapan dr. acıbadem kadıköy de çalışıyormuş.dr um benim durumumu ona anlatacak ve benim adıma randevu alacak o doktor eğer gerek görürse bu ablasyonu yapacak veya ilaçla tedaviye devam diyecek.Bana kalırsa ben bir an önce bu sıkıntıdan kurtulmak istiyorum dr hemen seni ablasyona alalım dese hiç düşünmeden olurum.Çünki çarpıntılar beni çok yoruyor kımıldayamıyorum kaç günüm böyle halsiz geçiyor günlük yaşantıma devam edemiyorum hep yatmak zorunda kalıyorum.Bir de tanıdık bir kardilogta var dayım da onunla görüşmeye çalışıyor durumu onada anlatacağız ve bildii tanıdığı bir dr.varsa ondan da tavsiye alacağız.Şimdi haber bekliyorum hem dayımdan hem dr umdan.Bakalım ne olacak bu işin sonu nereye varacak.Dün beni burdaki ve facedeki yorumlarıyla yanlız bırakmayan dostlarımdan hep yanıbaşımda gözümün içine bakan eşim ve annemden ve telefon açıp halimi soran güzide yenge,aydan,aslı nazmiye yengem,aynur yengem,dayılarım,babam,kayınpederim,ümran,handan,esra,olcay ablam,özlem ablam,abim ve eşi kevser,birsen teyze ve handan abladan şu anda hatırıma gelmeyen ama beni dualarında yanlız bırakmayan tüm dostlarımdan Allah razı olsun.Onlarında ne gibi sıkıntıları varsa Rabbim feraha çıkarsın.Buraya kadar sabırla okuduysanız sizden de Allah razı olsun.Dualarda buluşmak üzere...

10.02.2010

ÇOK ŞÜKÜR İYİYİM

Evet geldim çok şükür korktuğum başıma gelmedi.Dün yazmıştım ya çarpıntım tuttu diye bu gün sabah dr umu aradım bana öğleden sonra hemen gelmemi söyledi ve ben de annemle beraber gittim eşimin yoğun işi olduğu için bizimle gelemedi (ama garibimin aklı bizde kalmış nasıı heyecanla soruyor gelince dr ne dedi diye ben de dalga geçiyorum ölecekmişim:))neyse gittik işte dr a ben dün akşam ki ve bu sabah ki tansiyon ve nabız atışını yazmıştım ona baktı dedim ki:-dün o esnada ölçmeye çalışırken makine hep eror verdi.Dr:-demekki nabız 200lere çıkmış o yüzden ölçememiştir...dedi.Ben ölçtüğümde 160 tı nabzım...Neyse tıp dilinde buna taşikardi deniyormuş...




taşikardi


Kalbin dakikadaki vuru sayısının artması.



taşikardi

Kalp atım hızının dakikada 100 ' ün üzerine çıkması durumu.



kalbin hızlı atması

Kalbin; dakikada 90'dan fazla atmasına, tıp dilinde taşikardi denir. Ancak bu sayı, yaş gruplarına göre değişir.



normal kalp atışları

0 - 1 yaşları arasında; dakikada 120-140 1 - 3 yaşları arasında; dakikada 90-120 3 - 7 yaşları arasında; dakikada 90- 100 7 - 20 yaşları arasında; dakikada 80 - 90 20 yaşından sonra; dakikada 60-80 arasında değişir. Her yaş grubunda; normal atışın 1 fazlası kalbin hızlı attığını gösterir. Kalbin atışları, göğüsten, köprücük kemiği üzerindeki nabızdan veya el bileğinin dış kısmında, kemikle kiriş arasındaki yerden sayılabilir. taşikardi; her zaman kalp hastalığının belirtisi değildir. Çünkü koşmak, sindirilmesi güç şeyler yemek, heyecanlanmak, sigara, içki, çay, kahve içmek, zehirlenmek, bazı ilaçlar ve kadınların aybaşı halleri taşikardiye neden olabilir. Bu çeşit taşikardi, nedenin ortadan kalkmasıyla geçer. Ancak kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, ateşli hastalıklar ve zehirlenmeler de taşikardi yapar. Bu nedenle, doktora başvurmak gerekir.
ALINTIDIR.


Evet benim rahatsızlığımın adı bu tedavisi ise orası biraz karışık işte çünki taşikardinin öncelikle çeşidinin bilinmesi gerekiyormuş.Bunun için bi alet takılıyormuş buna holter deniyor 24 saat içinde olursa kaydediyor.Ama benim 24 saat içinde değil belirsiz zamanlarda ortaya çıktığı için bunu tercih etmedi dr.Şimdilik 3 ay kadar ilaç tadevisi olacak bu ilaç rahatsızlığı ortadan kaldırmıyor sadece süresini azaltabilirmiş sadece.3 ay sonra daha fazla rahatsızlık verirse sadece çapa ve siyami ersek hastanelerinde bulunan ve sadece bu rahatsızlığı ortaya çıkaran bir bölüm varmış oraya yönlendirebilir doktorum.Orada 3gün ila 1 yıl vücutta kalabilen derinin altına konulan bir cihazla bütün kalbin hareketleri ve çarpıntılar kaydedilebilirmiş.Bakalım zaman bize neler gösterecek...Çok çok önemli değil ama hiç küsümsenmeyecek kadar da öneme sahip bir rahatsızlık.Bu halimize şükür beterin beteri var ne de olsa...

Evettt dün yazmıştım yine sabah erken kalkıp yürüyeceğim diye dediğimi yapptım şükür.Ama öyle 8 de falan kalkamadım tabii.9 ta kalktım kahvaltı yaptım ve yarım saat yürüyüşe çıktım...darısı yarına inşaallah.Yarın belki Aslı ile eminönü sultanahmet falan yapabiliriz hem annemi bırakmış oluruz yarı yola kadar.İstanbulun bir ucunda annem bir ucunda ben:))

Artık bu gecelik bu kadar yeter hem face de hem burda yorum yapan arkadaşlarıma teşekkür ederim.Yapmıyanların da canı sağolsun...Hepinize iyi geceler beni dualarınız da unutmayın yine de...

9.02.2010

YORGUN KALBİM

Uzun süreden beri uykusuzluk çekiyorum geceleri bir türlü uykuya dalamıyor ve haliyle sabahları erken uyanamıyorum.Ama bu geceden itibaren inşaallah bu durum değişecek çünki gece 3ü geçiyordu yattığımda uyuduğum saati hatırlamıyorum artık ve bu sabah uzun bir zamandan sonra  ilk kez telefonun alarmına uyandım saat 9 olmuştu.Mecburiyetten kalktım tabiiki yoksa hayatta kalkamazdım o saatte.Dedim ya uyku problemi çekiyorum diye...Şu an kafam düşüyor uykusuzluktan ama direniyorum saat 23 te ilacımı (cipralex)alıp sonra yatacağım ve sabah namazdan sonra ya da en geç 8 te uyanacağım ve bir daha uyumayacağım.Yürüyüşe çıkacağım ve artık depresyondayım demeyeceğim...Amerika lı bilim adamları bilmem kaç bin dolar harcayarak yaptıkları araştırmalarda sabahları geç kalkan insanların erken kalkanlara göre depresyona girme riski daha fazlaymış... Bunu bana psikiyatrım söyledi...Ben de artık erken kalkmaya çalışacağım.Ve inşaallah bunu başaracağım.

  Başlığa gelince evet kalbim yorgun şu anda...Biraz önce çarpıntım tuttu ve kardiyologumun söylediği gibi ölçtüm hemen tansiyon ve nabzımı normalin 1,5 katı daha hızlı atıyordu kalbim yarın dr. arayacağım ve görüşmeye gideceğim eğer bu satırlarımı okuyorsanız bana dua edin...Çünki bi şey takacaklar belki adını şimdi unuttum 24 saat onunla yaşayacağım ve eğer yine bir çarpıntı olursa kaydedecek ve biz de ona göre tedaviye başlayacağız...Aslında daha önce de araştırılmıştı ve hiç bir şey bulunamamıştı inşaallah çok önemli bir şey değildir...

 Sondan başladım yazmaya bu sabaha kadar kendimi bedbaht,eksik,mutsuz v.s hissediyordum ama bu sabah annem taaa karşıdan sabahın 7sinde yola çıktı ve beni psikiyatra götürdü...O bir saatlik terapi bana çok iyi geliyor sonrasında kendimi kuş gibi ferahlamış hissediyorum...Ve sonra ordan çıkınca annemle türkmenlere gittik.Herkes dağıldıktan sonra biz biraz daha oturduk ve sonra Meryem teyze ve Masume yaşadıklarını korkularını ve kabuslarını anlattılar.Türkmenistandan 83 te göç etmişler bütün savaşı sıkıntıyı görmüşler.Köyleri bombalanmış evleri bombalanmış ama Allah c.c onları korumuş daha fazla burada anlatmak istemiyorum ama yaşadıklarını yazmalarını önerdik Masume aslında düşündüğünü söyledi...Ne kadar şükretsek azdık...Bizler hiç değilse savaş görmüyoruz huzurlu  mutlu ve sıcak evimizde yaşıyoruz...

 Bunları neden mi yazıyorum...Çünki artık kendimi bedbaht eksik mutsuz hissetmiyorum.Maaşallah deyin:)))

 Çünki çok şükür sağlığımız yerinde...
 Çünki sıcak bir yuvamız sıcak bir kase çorbamız ve sevgisiyle bizleri kucaklayan bir ailemiz var...
 Çünki ....
 Çünki ler hiç bitmez  ne kadar saysakta ...
 Beterin beteri var...
 Ben artık halime şükredeceğim evet bu  yaşımda az buz şeyler yaşamadım ama yine de halime şükür sağlığım hzuuzrum yerinde diye düşüneceğim...
Ve artık daha mutlu ve hayata daha umutla bakacağımı sanıyorum...
Vee umarım bu yazdıklarımı gerçekten yapabilirm...
Çünki gerçekten de bu akşam kendimi çok iyi hissediyorum...
Herşeye rağmen hayat çok güzel...
Vee herşeye rağmen yaşamak güzel...

Çook uzun bir post oldu kusura bakmayın ama buraya kadar eğer sabırla okursanız bi yorumda bırakırsınız artık :)))

GECE

                                       




                                        Yine bir gece bütün kış geceleri gibi,
                                         Penceremde rüzgarın sesi,
                                         Dudaklarımda gergin bir gülümseyiş,
                                         Gözlerimde donuk bir bakış,
                                         Bir elimde defterim-kitabım,
                                         Diğer elimde kahve fincanım...
                                         Aklımda ise çok eskiden kalma bir şarkı var,
                                        Kırık dökük dilime dolanan...
                                        Yine hüzün var bu gecede yüreğimde
                                        Ağlamak gelsede içimden,
                                        Hayır hayır ağlamayacağım...
                                        İnad değil mi benimki
                                        İnadına inadıma güleceğim...
                                        Ve  Onu inad değil mi işte,
                                        İnadına inadıma seveceğim...
                                        

8.02.2010

GERÇEK DOSTUN VAR MI?

GERÇEK DOSTLARIMIZA  İTHAF EDİYORUM...
                          * * *


Hani, diyorum da insanın gerçekten mükemmel bir dostu olsa...
Onu, şöyle içine sindire sindire kocaman bir sarılsa...

                         *  *  *

Ne iyi olur değil mi?Dostunuz!
Dostunuz var mı? Kadın yada erkek... Hiç farketmez
Gerçek dostun cinsiyeti olmaz...

                        *   *   *

Paylaştığınız birileri var mı? Var ise mesele yok.
Yok ise, gidin bulun hemen! Sırlarınızı paylaştığınız...

                       *   *   *

Özlediğinizi, açık yüreklilikle söylediğiniz 'Canım benim' dediğiniz
Telefonda bile saatlerce konuştuğunuz sıcacık biri...

                       *   *   *

Onu görmediğiniz de yüreğinizin pıt pıt attığını hissettiğiniz bir dostunuz var mı?
Dert ortağı,sohbetlerinizi,paylaştığınız yalnızlığınızı anlattığınız
sevincinizi hisseden biri...

                       *   *   *

Yalnız kaldığınızı düşündüğünüzde birilerine öfkelendiğindiğizde sevdiklerinizi özlediğinizde
hayal kurduğunuzda yanınızda o var mı?

                       *   *   *

Sizi hiç yalnız bırakmayan biri...
Cesur sempatik azimli kararlı...

                       *   *   *

Arayan soran 'seni özlüyorum' diyen biri.
Böyle bir canlı ile herşeyi konuşabilir,paylaşabilirsiniz...

                     *   *   *

Yanılmaz! Anlayışla karşılar her şeyi...
Hataları ,günahları sevapları her şeyi konuşabilirsiniz onunla...

                  *   *   *

Hiç yalnız kalmazsınız nitekim...
Böyle bir dost bulmak için fazla arayış içinde olmanıza gerek yoktur...
O kendiliğnden çıkar gelir zaten...

                       *   *   *

Birgün bakarsınız karşınızda ...
Birde bakmışsınız sımsıcak sohbetler,derin konular,sırlar paylaşımlar...

                      *   *   *

Kimseye söyleyemediğinizi en yakın arkadaşınıza anlatamadığınızı
Geçmişteki izleri geleceğe dairleri sadece ona anlatırsınız...

                     *   *   *

Kadın, erkek.Bir dost bulun kendinize! Ama gerçek olsun...

                     *   *   *

Aradığınızda işiniz değil sizi soran...
Kötü gününüzde ev sahibi iyi gününüzde kiracınız olsun...

                      *   *   *

Anlatsın,konuşsun korkmadan yaşasın...
Güvensin ! Cinsiyeti olmasın!

                     *  *   *

Bir kartal kadar haşin,bir maymun kadar şaklaban
Bir ceylen kadar narin olsun...

               *   *   *

Doğruları söylesin...
Gerçekçi olsun...
Yanıltmasın kandırmasın...


            *   *   *

İçten seven sempatik sevdaları özlemleri anlayabilen biri olsun...
Anlasın!Ağzıyla değil gözleriyle ve kalbiyle konuşsun...

                       *   *   *


Yaşasın!
Doya -doya  yaşasın ,doya-doya yaşatsın...

                            *   *   *

Beyninden değil yüreğinden versin...

                              *   *   *

'Olsun varsın!Paylaşırım' desin...

                            *   *   *

Bir dostunuz olsun...
Sizi ve benliğinizdekileri paylaşsın...

                        *    *    *

Dost olsun!
Ama... Gerçek bir dost....





(Bu yazıyı çoook seneler önce bir takvim yaprağında okumuştum ve bu tür yazı ve şiirler için tuttuğum ajandama yazmıştım.Yazıyı gerçekte kimin yazdığını bilmiyorum eğer biliyorsanız buraya yazabilirsiniz.)

                  

5.02.2010

DAMLA ÇİKOLATALI FINDIKLI KEK


Yakın bir arkadaşım yapmıştı ilk olarak bu keki biz de ondan aldık tarifini.Dilerseniz kek kalıbında da yapabilirsiniz ben yuvarlak kalıpta yaptım...

Malzemeler:

150 gr eritilmiş tereyağ
2,5 kahve fincanı şeker
4 yumurta
1,5 su bardağı un
1 çay kaşığı kabartma tozu
200 gr damla çikolata
1 su bardağı çekilmiş fındık
1 tutam tuz
Süslemek için:
1 paket çikolata sosu

Yapılışı:

İlk önce yumurta ve şekeri iyice çırpın,sonra eritilmiş tereyağını ekleyip çırpmaya devam edin.
Unu, damla çikolatayı,çekilmiş fındığı,kabartma tozunu ve bir fiske tuzu ilave edip bir kaç dakika daha çırpın.
Dilediğiniz bir kalıba döküp fırında pişirin.
Fırından çıkınca kalıbı ters çevirp keki çıkarın ve üzerine çikolata sosu döküp servis yapın.







4.02.2010

MERCİMEKLİ BÖREK



Size çıtır çıtır bir börek tarifi. Yapımı çok ama çok kolay pratik ve inanılmaz lezzetli...
İç harcında herhangi bir ölçü veremiyorum, ben ölçüyle yapmadım artarsa değerlendirebilirsiniz.
Malzemeler:

5 adet yufka
sıvıyağ (birazı eritilmiş tereyağ)
haşlanmış yeşil mercimek
soğan
karabiber, kırmızı biber, tuz

Yapılışı:

1.Haşlanmış mercimeği bol soğanda kavuralım, baharatlarını ve tuzunu ilave edelim.
2..Yufkayı dörde bölelim. Arasına sıvıyağ sürüp ikiye katlayalım, geniş kenarına iç harcımızı koyalım.
3.Sigara böreği sarar gibi içine geniş katlayalım ve saralım.
4.Bir gece dolapta bekletelim ve ertesi gün 200 derecelik fırında üzerleri kızarana kadar pişirelim.