gözüm kapalıyken kaçırdığım çok şey var, ağır aksak tükettiğim zamanda.
ya erken doğmuşum hayata yada çok geç kalmışım sevdalara.
belki de vaktinde bir geç kalınmışlığın erkencisiyim…
hiç kapanmıyor yarin gözlerine ve her sabah ayrılıklara açılıyor gözlerim.
hep yarım kalıyor sevmelerim.
ne savaşlar veriyorum, imkansızlığa mahkum oluyor fakir kelimelerim.
hep yorgun hep sürgün cümlelerim.
oysa daha yazılmamış şiirlerim var benim.
molasız hüzün sendromlarında, mürekkebi intihar eder kalemimin.
ah benim delişmen ruhum; hepsi senin eserin….
çocukluğumdan arta kalan zamanlarda öğrendim yalnızlığı
şimdi bir an yalnızlığımdan arta kalan zamanlar olsa.
yine beş yaşında olsam.
ve yalnızca olmayan oyuncağıma ağlasam.
çocuk değilim. gözyaşının tazyiki içine düştüm, boğulmak üzereyim.
yakamozlar yüzüyor içinde, ağlamaktan mimli gözlerimin.
üşüyorum. içimin ateşinde sıfır derecedeyim….
dostlarım! kelimelerle beyinlerini kemirdiğim dostlarım var benim
gün batımı kızıl akşamlardan gri sabahlara uzanan ne sohbetler ederim
her sohbette masaya yatırıp yüreğimi
itina ile açıp bulurlar en acıyan yeri
kökünden söküp atamazlar belki ama şevkatle üstünü örterler
nasılda isterler gamzemdeki tebessümü görmeyi.
bir süre iyi hissederim kendimi…
devşirme umutlar beslerim yarınlara, sonrası yine hüzün
cüzzamlı bir kimsesizliktir benim yüzüm
alaca bir hayat benimkisi,
rengarenk olsa da ne kadar da ıslakmış
ve hüzün mutluluğun çocuğuymuş
takılıp kaldım mutluluğun tombiş yanaklı çocuğuna, seyirdeyim
küflenmiş yalnızlıklar ülkesinin prensesiyim
prenses mi? hiç olmadım...
Merhaba :)
Yukarıdaki dizelerle başlamak istedim yazıma, kim yazmış bilmiyorum ama çok güzel yazmış.
Yanlış hatırlamıyorsam 'zencefil grup'dan gelen bir mailde vardı.
Biliyorum her yazıma başladığımda uzun zamandır yazamadım vs. vs. diyorum ama bu sefer gerçekten de haklı nedenlerim vardı.
Spor, kurslar, siparişler, dersler derken bu arada 3-4 günlük küçük bir Kuzuluk kaçamağı sonrasında annemin ameliyatı, aynı gün eşimin beli tutulup bir kez daha fizik tedaviye başlaması, 10 gündür evde istirahat etmesi vs. vs.
Neyse niyetim uzun uzun bunları yazmak değil, ben şimdi sizlere kasım ayından güzel bir davet sunacağım :)
Bu bizim arkadaşlarla her hafta buluştuğumuz bir davet, daha önce
burada ve
burada yine misafir etmiştim onları.
Maşallah gruptaki herkes çok becerikli hanımlar, ben yanlarında çömez kalıyorum.
Eee haliyle o kadar hamarat hanım olunca maşallah yapılanlar bol çeşit oluyordu, ancak bu yıl bir sınır koyduk.
Artık sadece 4 çeşit yapılacak, 2 salata, 1 tuzlu, 1 tatlı.
Ben de bu geleneğe uydum bu sefer.
Şimdilik bütün herkes bu durumdan çok memnun, umarım aramızdan biri bu geleneğimizi bozmaz.
Düşünüp taşındım ne yapsam diye, sonunda elimde börek açmaya karar verdim.
Daha önce kursta yapdığımız bu böreği bir de kendim denemek istedim.
Sonuç inanılmaz güzel oldu, çok beğenildi.
Ve patatesin en güzellerinden
fırında kremalı kumpir yaptım. Bu kumpire bayılıyorum ben, daha doğrusu patatesin her türlüsünü çok seviyorum.
Ve son olarak lezzet dergisinden piyano pasta.
Her davetimde mutlaka pasta yapardım ama bu sefer yalancıktan pasta yaptım. :)
Çünkü bu davette böreğimin star olmasını istedim. :)
İşte böylece bir davetin ve postun sonuna geldik.
Hepinize sağlık dolu günler diliyorum, sağlığınızın ve yanınızdaki gerçek dostlarınızın kıymetini bilin...