Pages

28.06.2011

MİRAC KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN.


Seni görmeyen gözü neyleyim,
Seni bilmeyen aklı neyleyim
Seni özlemeyen kalbi neyleyim
Ya Resulallah selam aleyk...


MİRAC GECESİNİN FAZİLETLERİ

Sual: Mirac ne demektir, bu gecenin önemi nedir?
CEVAPMirac, merdiven demektir. Resulullah efendimizin göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü gecedir. Recebin 27. gecesidir. İsra suresinin ilk âyet-i kerimesinde, Mirac bildirilmektedir.

Mutezile fırkası, Resulullah efendimizin bir anda, Cenneti, Cehennemi ve daha birçok yerleri gezip gelmesine akıl erdirememiş, “Miracı kabul etmek, Allah’a mekan ittihaz etmek olur” diyerek Miracı inkâr etmiştir. Allahü teâlâ, Hazret-i Musa ile Tur dağında konuşmuştur. Tur dağı Allahü teâlânın mekanı mıdır? Elbette değildir. Cennete giren müminler de Allahü teâlâyı görecektir. Cennet de Allahü teâlânın mekanı değildir. Allahü teâlâ mekandan münezzehtir.

Kavl-ül-fasl kitabında deniyor ki:
İsra suresinin ilk âyetinde, Allahü teâlâ, kudret ve azametinden nice acayip işlerden bazılarını göstermek için, Muhammed aleyhisselamı, Mekke'den Kudüs'e götürdüğünü bildiriyor. İsra kelimesi, rüya için kullanılmaz. Uyanık iken, gece yürümek manasına kullanılır. (Sana[Miracda] gösterdiğimiz temaşayı insanlar için bir fitne kıldık)âyetindeki fitne, imtihan demektir. İmtihan ise uyanıkken olur. Peygamber efendimizin anlattığı rüya olsaydı, hiç kimse tuhaf karşılamazdı. Hazret-i Ebu Bekir tasdik edip, yüksek derecelere kavuşmazdı. Resulullahın, Mekke'den Kudüs'e götürüldüğüne inanmayan kâfir olur. Göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmayan sapık olur. (Bahr)

Birkaç saniyede Mekke'den Kudüs'e götüren Allahü teâlâ, neden daha uzaklara götüremesin? Allah’ın kudretinden ancak kâfirler şüphe eder.

Peygamber efendimiz miracını özetle şöyle anlatıyor:
Verilen Burak’a binip Beyt-ül-Makdis’e geldim. Onu, önceki Peygamberlerin bağladığı halkaya bağladım, sonra Mescide girip orada iki rekât namaz kılıp çıktım. Cebrail bir kap şarap, bir kap da süt getirdi. Ben sütü seçtim. Cebrail, yaratılışa uygun olanı seçtin, dedi. Sonra bizi birinci semaya çıkardı. Gök kapısında, sen kimsin diye bir ses geldi. Ben Cebrail’im dedi. Yanındaki kim dendi. Muhammed aleyhisselam dedi. O, Peygamber olarak gönderildi mi dendi. Cebrail, evet dedi. Gök kapısı açıldı. Hazret-i Âdem ile karşılaştım. Bana merhaba diyerek hayır dua etti. 2. semaya çıktık. Yine orada da aynı konuşmalar geçti. Göğün kapısı açıldı. Burada iki teyze oğlu İsa veYahya ile karşılaştım. Onlar da bana, merhaba diyerek dua ettiler. 3. semaya çıktık. Bu kapıda da aynı konuşmalar geçti. Göğün kapısı açıldı. Orada Hazret-i Yusuf’u gördüm. O da dua etti. 4. semayaçıktık. Aynı konuşmalar oldu. Kapı açıldı. Hazret-i İdris’i gördüm. O da dua etti. 5. semaya çıktık. Yine aynı konuşmalar geçti. Kapı açıldı.Hazret-i Harun’u gördüm. O da dua etti. 6. semaya çıktık. Yine aynı konuşmalar oldu ve kapı açıldı. Hazret-i Musa’yı gördüm. Merhaba diyerek dua etti. 7. semaya çıktık. Yine aynı konuşmalar geçti ve kapı açıldı. Arkasını Beyt-ül-mamura dayamış Hazret-i İbrahim’i gördüm. O da dua etti. Beyt-ül-Mamur’u gördüm. Sonra Cebrail beni Sidret-ül-Münteha’ya götürdü. Allah, günde elli vakit namaz farz kıldı. Hazret-i Musa’nın yanına gelip anlattım. (Rabbinden azaltmasını iste! Ümmetin buna güç yetiremez. Tecrübem var) dedi. Birkaç defa Rabbimle görüşmeye devam ettim. Nihayet Rabbim buyurdu ki: (Beş vakit namazı farz kıldım. Her vakit için on sevab vardır. Böylece elli vakit namaz olur.) [Müslim]

Sual: Mirac gecesini nasıl değerlendirmelidir?
CEVAPMirac gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirmeli. İki hadis-i şerif meali:
(Mirac gecesinde iyi amel eden için yüz yıllık mükâfat vardır.)[İ.Gazali]

(Recebin 27. günü oruç tutana, 60 yıllık oruç sevabı verilir.)[İ.Gazali]

Cuma günü tek olarak oruç tutmak, bazı âlimlere göre mekruhtur. Cumartesi günü oruç tutmak ise bütün âlimlere göre mekruh olduğu için, bu mübarek gün cumaya rastladığı zaman, orucu perşembe veya cumartesi ile birlikte tutmak iyi olur. Cumartesi gününe rastlarsa, Cuma ile cumartesi veya cumartesi ile Pazar günü beraber tutmak gerekir.

Bu gece kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı kerim okumalı, dua, tevbe etmeli, sadaka vermeli, müslümanları sevindirmeli, bunların sevaplarını ölülere de göndermelidir!

Her zaman doğru iman sahibi olmaya, farzları yapıp haramlardan kaçmaya, tevbe edip farz borçlarını ödemeye çalışmalıdır! Bütün bunları yapmak ise ilimle olur. İlmihal bilgileri en kıymetli ilimdir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Geceleyin bir müddet ilim ile meşgul olmak, bütün gece sabaha kadar ibadet etmekten daha kıymetlidir.) [Ebu Nuaym]

Mirac aklın bittiği, imanın başladığı yerdir.
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bir iş, ne kadar sıkıntı içinde olmuşsa, o kadar uzun ömürlü olur. Peygamber efendimiz, (En çok sıkıntıyı ben çektim) buyuruyor. O halde, hak olan dini de, kıyamete kadar sürecektir.

Âdem aleyhisselam, kupkuru bir dünyaya geldi, yüzyıllarca sıkıntı çekti. Sonra Peygamber efendimizin yüzü suyu hürmetine dua etti.(Rabbenâ zalemnâ enfüsenâ) duasını devamlı okurdu. Sonra, iki evladından biri kâfir oldu ve Müslüman olanını öldürdü. Bir baba için ne zordur!

Nuh aleyhisselam 950 yıl uğraştı, inanmadılar, çok eziyet ettiler. Döverlerdi, her seferinde öldü diye bırakırlardı. Cebrail aleyhisselam gelir, yaralarını sarardı, tekrar tebliğe başlardı. Sonra Allahü teâlâ Ona gemi yap emrini verdi.

İbrahim aleyhisselamı Allahü tealanın haliliyken ateşe attılar, oğlunu kesme emri verildi.

Musa aleyhisselam da çok çekti, doğduğu sene Firavun bütün erkek çocukları öldürdü. Yıllarca çobanlık yaptı. Dönerlerken, hanımı hamile, zifiri karanlık, çaresiz... Bir ışık gördü, ışığa gitti. Orada Allahü teâlâ Onunla konuştu. Bu mirac değildi, mirac yalnız Peygamber efendimize verildi.

Eyyüb aleyhisselamın kurtlanmadık yeri kalmamıştı. Eyyüb aleyhisselamın, yaralarının kurtlandığını büyük âlim Alâaddin-i Attar hazretleri de bildirmektedir. (S. Ebediyye)
Yakup aleyhisselam ağlamaktan gözlerini kaybetti.

Yusuf aleyhisselam; kuyuya, zindana atıldı.

Zekeriya aleyhisselam, ağacın içinde ağaçla birlikte testereyle kesildi.

İsa aleyhisselam, birkaç kişiyi ikna etmek için neler çekti. Öldürmeye çalıştılar.

Bunların hepsi peygamberdi. Neden bu kadar sıkıntı çektiler? Lâ ilâhe illallah dedikleri için...

Peygamber efendimiz, (Benim çektiğimi, hiçbir Peygamber çekmedi) buyuruyor.

Hazret-i Ebu Bekir de, neler çekti, kaç kere dövdüler! Herkesten önce iman etti, malını ve canını feda etti. Herkesin yaptığı bütün ibadetlerin sevabları, katlanarak Hazret-i Ebu Bekir’e, sonra da bir daha katlanarak, Peygamber efendimize verilmektedir. Hem kâinat, Onun hatırına yaratılmış, hem de, herkesin sevabları da, Ona verilmektedir.

Hazret-i Ömer, namaz kılarken, Hazret-i Osman, Kur’an-ı kerim okurken şehid edildi.

Hazret-i Ali’nin çektikleri, hele Hazret-i Hüseyin’in başına gelenler...

Neticede, Peygamber efendimizin vârisleri de, çok çektiler. Ne için? La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah dedikleri için. Dolayısıyla iman, inanmak çok zor, inandırmak daha zordur. İman, Allahü teâlânın, kullarına ihsan ettiği, özel nimetidir. İmanı olanlar, sevinçten oynasa, yeridir...

Allahü teâlâ, dünyayı verdiğine ahireti vermez. Hadis-i kudside, (İki korkuyu bir kalbde cem etmem) buyruluyor. Dünyada Allahü teâlâdan korkanlar ahirette korkmasın, dünyada korkmayanlar ahirette çok korksun.

Peygamber efendimiz, Ümmihani’ye Mirac’ı söyleyince, (Aman kimseye anlatma, kimse inanmaz ve inananlar da vazgeçer) dedi. Peygamber efendimiz de, (Anlatmam lazım, inanmayacak olan sonra da vazgeçer, çürük taşlar üzerine bina olmaz, ayrılacak olan şimdiden ayrılsın, sağlamları kalsın) buyurdu. Akıl durdu, zaman durdu, her şey durdu, iman başladı. Peygamber efendimizin hiç yalan söylemediğini müşrikler de biliyordu. (Cenneti, Cehennemi gidip gören mi var) diyenler oluyor. Evet, var. Kim var? Hayatında hiç yalan söylememiş olan Muhammed aleyhisselam var.

Her mübarek gece, kıymetlidir; fakat Mirac gecesinin ayrı bir hususiyeti vardır. Izdırap ve sevincin bir arada yaşandığı gecedir. Peygamber efendimiz, bir ay Taif’te, İslamiyet’i anlattı, hiç kimse inanmadı, alay ettiler, çocuklara taşlattılar.

Üzüntülü bir şekilde dönerken, bir bağ kenarında oturup biraz istirahat etti. Addas adındaki, bağın bekçisi, üzüm getirdi. Peygamber efendimiz, Bismillahirrahmanirrahim deyince, Addas şaşırdı, bu sözü buralarda hiç duymadım dedi. Peygamber efendimiz, sen nerelisin diye sorunca Nineveliyim dedi. Kardeşim Yunus’un ülkesindensin, o da benim gibi peygamberdi buyurdu. Addas, Yunus’u buralarda kimse bilmez, bu güzel yüzün, bu güzel sözlerin sahibi asla yalancı olamaz dedi ve iman etti, ben de sizinle gelmek istiyorum dedi. Peygamber efendimiz, şimdi sen burada kal, yakında ismimi her yerde işitirsin, o zaman bana gel buyurdu. Bir ay kimse inanmadı, yolda dönerken bir kişi iman etti.

Gece amcasının kızının evine geldi, (Aç, amcan oğlu Muhammed’im) buyurunca Ümmühani, (Haber verseydiniz yiyecek bir şeyler hazırlardım, yedirecek bir şeyim yok) dedi. Peygamber efendimiz, (Yiyecek içecek gözümde yok, Rabbime ibadet edecek bir yer bana yeter) buyurdu.

Allahü teâlâ Cebrail aleyhisselama, (Habibim bu halde gene bana yalvarıyor, çok üzüldü, onu ben teselli edeceğim, git Habibimi bana getir) buyurdu. Önce, Mescid-i Aksa’ya geldi, bütün peygamberlere imam oldu. Sonra göklere çıktı. Allahü teâlâyı bilinemeyen, anlaşılamayan şekilde gördü, (Ya Rabbi, ümmetim için de bunu isterim) dedi. İşte, beş vakit namaz, bize Mirac olarak verildi.

Mirac’da ne hikmetler vardır! Namaz kılmayan, Mirac’dan mahrumdur. 1400 yıldır devam eden, başka bir olay yoktur. İşte Mirac, 1400 yıldır devam ediyor. Mirac, aklın bittiği, imanın başladığı yerdir. Mirac namazdır. Allahü teâlâ, namaz gibi bir nimeti insanlara ihsan etti. Namaz, Allah sevgisini arttırır, duanın kabulüne de sebeptir. Namaz varsa, hayat vardır. Namaz yoksa insan bir işe yaramaz. Namazdan mahrum olan, her şeyden mahrumdur.

Gözsüz görmek
Sual: Peygamber efendimiz Miraca çıkınca, Allahü teâlâyı gözsüz gördüğü, dil yani ses olmadan konuştuğu, kulaksız işittiği bildiriliyor. Gözsüz görmek, dil olmadan konuşmak ve kulaksız işitmek nasıl mümkün oluyor?
CEVAP
Allahü teâlâ için imkânsız diye bir şey yoktur. Ana babasız çocuk olmaz, ama Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselamı ana babasız yarattı. İsa aleyhisselamı babasız yarattı. Nasıl yarattı diye sorulmaz. Her şeye kadir olan Allahü teâlâ için, böyle sual sormak uygun olmaz.
İnsan, rüya görür. Rüyasında gözü kapalı olduğu halde, çok şeyler görür, dili hareket etmediği halde rüyasında insanlarla konuşur. Yatakta yattığı halde bir yerlere gider gelir. Yanında yatan kimse, bir şey duymadığı halde o rüyada söylenilenleri duyar. Demek ki, gözsüz görülüyor, kulaksız işitiliyor, dilsiz konuşuluyor, ayaksız yürünüyor. Bu örnek size yetebilir.

Ezel ve ebed

Sual: Peygamber efendimiz, Miraca gidince, Cennet ve Cehennemdekileri gördü. Hâlbuki daha kıyamet kopmadı. Bunları nasıl gördü?
CEVAPBu konuda İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Resulullah, Mirac gecesinde zaman ve mekân dairesinden çıktı. Ezel ile ebedi, “bir an” olarak buldu. Başlangıcı ve sonu bir noktada birleşmiş gördü. Cennete gidecekleri Cennette gördü. (1/283)

kaynak: dinimizislam.com

26.06.2011

ÇEKİLİŞ SONUCU

Çekilişimiz saatler tam gece yarısını gösterdiğinde sona erdi, çekiliş postunu yorumlara kapattım.
Aslında o kadar yorgunum uyku şu an da gözümden akıyor ama illaki bu postu yazıp sonucu ilan etmek istiyorum.Kimse merakta kalmasın değil mi :))
Yarın yazayım desem hiç fırsatım olmayacak, eğer son dakikada bir değişiklik olmazsa Başbakanımızın açılışını yaptığı akvaryuma gideceğiz komşumuzla.Malum biz anadolu yakasındayız taaa yeşilköye gitmek ve kalabalığa kalmadan geri dönmek istiyoruz.Hem de akşam arkadaşımızın kınası var, ona yetişmemiz gerekiyor, eee hanımların giyinmesi hazırlanması uzun sürer biliyorsunuz. :))
Akvaryumu görmek isteyenlere küçük bir hatırlatma açılış dolayısıyla 3 gün ücretsiz sonra bir hafta % 50 indirimli olacakmış.

Şimdi çekilişimize dönersek, 65 yorum yapılmış, bir kişi fazladan yorum yapmış onu çıkardım ve onun yerine bloga bir türlü yorum yapamayan maille bana ulaşan bir kişiyi dahil ettim.

İşte katılımcı listesi:

  1. ŞÜKÜ
  2. GÜLŞAH
  3. İDİLİLEHAYAT
  4. ECE
  5. ADSIZ BÜŞRA
  6. CANDOSTUM
  7. KAYRA
  8. POFUDUK BAHAR
  9. AGONYA 82
  10. EV KIŞU
  11. CİCİBİCİŞEYLER
  12. AYSELİ
  13. BAŞAK BAZA
  14. PAŞAM 41
  15. UĞUR BÖCEĞİ
  16. ADSIZ GÜLPERİ
  17. ALIŞVERİŞ DAVETİYESİ
  18. İLKNURS
  19. ADSIZ NURCAN
  20. ZÜLEYHA DEMİRKOL
  21. DENİZA 17
  22. SELİN ATALAY
  23. FENİZMA
  24. ZEYNEP
  25. ARMİNE
  26. YAĞMURVİL
  27. ÇILGIN ELTİLER
  28. GÜL/İNN
  29. TANNESİ
  30. GİZEMLİ TOSBAĞA
  31. EREKNUR
  32. ASLI MELTEM
  33. SUZAN 7814
  34. İNCESAZ
  35. NSLHNM
  36. HANDAN
  37. KARE
  38. İLAYDA
  39. ARWEN
  40. PESİMİST SİMGE
  41. RUKİYE KLC
  42. ADSIZ NAZLI
  43. SİYAH BEYAZ MUTFAK
  44. NESLİHAN
  45. EMİNE ÖZTÜRK
  46. MUSYAS
  47. SİHİRLİ MAVİ
  48. ASUMANASUYUM
  49. BANU
  50. LERZAN KARA
  51. ADSIZ DEMET YALÇINKAYA
  52. HAYAL KUZUM
  53. PELİN
  54. FİLİZ YUMER TEKE
  55. KEBELEK
  56. ESRA
  57. AHU
  58. ASLIHAN
  59. ÖZGE BARTIN
  60. TUGBA_SUYABATMAZ
  61. TEFAFUK_TUBA
  62. CANGZ
  63. TÜLAY
  64. MY NAME 42
  65. ELİF AŞIK SAĞLAM
Çekilişi daha önce belirttiğim gibi random.org dan yaptım.


Önce 1 ile 65 yazdım ve sonra tıkladım...
Marekla çıkan sonucu bekledim...

Vee...


Veee...


Veeeeee...


Biraz heyecan katmak lazım ama değil mi?



Ve karşınızda....


38 numara


Hemen yukarı listeye bakın...

Gördünüz mü?

38. yorumun sahibi İlayda şöyle demiş:

mrb bloğunu izlemeye aldım ve ark.olarak ekledim
http://www.facebook.com/profile.php?id=1007823233
ilayda gülbitti

İlayda  hediyelerimiz sana gidiyor, güle güle kullan, en kısa zamanda adres bilgilerini bekliyorum.

Hepinize katılımlarınız için teşekkür ederim.
Herkese iyi geceler...
Mutlu ve eğlenceli pazarlar :)


23.06.2011

GÜZEL BİR DÜNDEN, BUGÜNE :) ve KREM ŞANTİLİ MEŞHUR POĞAÇA

Yanlış yazmadım evet dünden diye yazdım, çünki dün çok güzel ve keyifli bir gündü benim için.
Aynı şeyi gelen misafirlerim için de söyleyebilirim herhalde, onlarında yüzünde keyifli mutlu bir gülümseme vardı.
Hep yapalım böyle arayı fazla açmayalım diye konuştuk, bakalım bir daha nerede ve kimde buluşuruz.
Geçtiğimiz aylarda dostlarımızdan birine konuk olmuştuk, işte buradan bakabilirsiniz.
Hepsi birbirinden maharetli,değerli hanım ablalarıma ben de elimden geldiğince hazırlanmaya çalıştım.
Aslında en keyifli ve güzel yanı ise sizi gerçekten seven ve değer veren,içten ve samimi  insanlarla birarada olmaktı.
Yüzünüze gülüp gülüp arkanızdan konuşan insanlarla beraber olduğunuzda zaten geriliyorsunuz ve huzursuz oluyorsunuz.  Ev sahibi olarak her anınıza, konuştuğunuz sözlere, hareketlerinize dikkat etmekten misafirlerinizle ilgilenemiyorsunuz ve günün tadına varamıyorsunuz.
Yada siz ne kadar iyi olursanız olun, bazı patavatsızlarda olabilir, canınızı sıkan.
Sizin canınızı sıkacağını, üzüleeğinizi bile bile konuşmaktan sizi kırmaktan zevk alanlar vardır.Onlarla görüştükten sonra maalesef bir süre kendinize gelemezsiniz, içinize kapanır ve hatta kendinizi eve kapatırsınız.Hayat işte...Neler neler öğreniyor insan...
Ben o yüzden pek herkesle görüşmüyorum, çok seçiçiyim, herkesi evimde ağırlamak istemiyorum.
Beni bilerek üzen insanlardan ben de bilerek ve isteyerek uzak duruyorum, bazen de çok sevdiğim halde mesafeler ve başka üzücü nedenlerden dolayı da uzak durabiliyorum.Bazen de yoğunluğumdan koşturmalarımdan vakit ayıramadığım dostlarım oluyor, o zaman üzülüyorum ve hayıflanıyorum :(
Eskiden çok samimiydim hemen herkesle ahbablık kurabilirdim ama şimdi daha mesafeliyim.

Dün evime teşrif edip beni onurlandıran sevdiklerim, her zaman görüşmek isteyebileceğiniz, yanınızda bulunmalarından haz alabileceğiniz, size veya sizin onlara birşeyler katabileceğiniz ender insanlardandı.
Hepsine (şu an bazı nedenlerden dolayı isim isim sayamacağım, ama ismin ne önemi var, ben onları onlar beni seviyorlar ya ) ayrı ayrı teşekkürlerimi ve sevgilerimi yolluyorum. Hatta maalesef rahatsızlığından dolayı çok istemesine rağmen bize eşlik edemiyen yine benim için yeri ayrı olan arkadaşıma da kucak dolusu sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.Ben hepinizi Allah için seviyorum...
Önemli olan da Allah için sevmek değil mi, çıkarsız, beklentisiz...
Ne kadar uzun yazmışım artık masama geçelim :))


farklı açılardan 


masanın fotoğraflarını misafirlerimin yanında çekiyorum, onları daha fazla bekletmemek için fazla dikkat edemedim ama, keşke storu indirip parlayamaya mani olabilseydim diyorum şimdi.


kıymalı börek


meşhur krem şantili poğaça ilk bunun tarifini vereceğim




gelen misafirlerim arasında çerkesler vardı, sordum evet buna benzer çörekleri varmış


eğer hala denemiyseniz mutlaka deneyin diyorum kursta yaptığımızdan beri ben hangi misafirime yapıp ikram etsem çok bayılıyorlar.



yine yemek kursunda çok beğendiğim ve her yaptığımda çok beğenilen leziz patates topları,
hoş bu sefer patateslerim yamuldular, büyük ihtimalle çok sıcak bir fırına sürmüştüm, ona bağlıyorum.

yandan gördüğünüz ise evdeki mor lahanaları değerlendirmek için yaptığım mor lahana salatası



tahinli kuru baklava

yemek kursumuzun son haftasında yapacağımız bu kuru baklavayı son anda tatile girdiğimiz için yapamamıştık.
Pazartesi kurstan bir arkadaşımız evine davet etmişti (o güne özel postta yakında geliyor ) Ferahnaz hocamızda geldi ve  yoğun istekle kuru baklavanın tarifini aldık, hemen denedim ve çok beğenildi.



finalde çikolatalı crunchlı pasta


Şimdi ilk tarifimiz heyecanla beklenen krem şantili poğaçamız :)


krem şantili poğaçayı ilk bülbülün yeri blogunda görmüştüm ve çok beğenmiştim.
ilk olarak eşimin arkadaşlarına yapmıştım yukarı gördüğünüz üzere fırında pişerlerken çekmiştim.


O gün herkes bayıla bayıla yedi ve çok beğenilmişti, günün en hiti bu poğaçalar olmuştu.
Akşamına misafirlerimin geleceği günün sabahında kurs arkadaşlarımla buluştuk ve onlarada bahsettim bu poğaçadan hemen Ayşegül abla almıştı tarifi ve eve gidince hemen denemiş.
Geçen kurs arkadaşları yine buluştuğumuzda bu poğaçayı öve öve bitiremedi, diğer kızlar hepsi aldı tarifini.Artık hepiniz biliyorsunuz bu poğaçayı ama belki aranızda duymayanlarınız vardır.
Nefis bir poğaça oluyor abartmıyorum.
Tıpkı pastane poğaçaları gibi çok leziz. 
Bu tarifi bizlere kazandıran arkadaşımıza teşekkür ediyorum, aklına sağlık valla.

MALZEMESİ:

1 paket yumuşak tereyağ (250 gr.)
1 bardak süt
100 gr. toz krem şanti
1 küçük paket kuru maya
1 paket kabartma tozu
2 yumurta (birinin sarısı üzerine)
tuz
5-6  su bardağı un

İçine:
peynir veya dilediğiniz malzeme

YAPILIŞI:


Yumuşamış tereyağını, toz şantiyi ve yumurtayı çırpma teliyle çırpın.
Sütü ve mayayı da ilave edip çırpmaya devam edin.
Unu  ve kabartma tozunu eleyin ve tuzu ekleyip (ben 2 tatlı kaşığı tuz kullandım.) yoğurun.
1-2 saat dinlendirin.
Hamurdan küçük parçalar koparıp elinizle yuvarlayın sonra bastırarak büyütün içine peyniri koyup kapatın, tepsiye dizin.
Yarım saat kadar da tepside bekletin.
Üzerine yumurta sarısı sürüp 180 ısılı fırında kızarana kadar pişirin.


  • ortalama 35 adet çıkıyor.
  • unu yavaş yavaş eleyip yedirin, çoğunlukla 6 bardak unu alıyor.
  • ben 100 gr. krem şanti kullandım, 1 poşet 75 gr. 1 pakette 2 poşet var 150 gr. çok gelir diye düşünüyorum
  • içine peynir çok yakıştı, ben her seferinde peynirli denedim.
  • eğer tatlı yapmak isterseniz tuz yerine şeker de ilave edebilirsiniz

ne kadar uzun bir post olmuş böyle, eğer buraya kadar sabırla okuduysanız artık selam bırakırsınız herhalde :) 
sevgilerimle...

21.06.2011

SON OYUN...


Kulak verin sözlerime iyice,
Herkes öldürebilir sevdiğini
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar öpücük ile öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!

Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimileri yaşlı iken öldürür;
Şehvetli ellerle öldürür kimi
Kimi altından ellerle öldürür;
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.

Kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
Kimi satar kimi de satın alır;
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
Herkes öldürebilir sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez. 

19.06.2011

PEYNİRLİ KÜLAH


Yemek kursumuzun artık son tariflerden biri, yine çok lezzetli ve görüntü itibariyle değişik bir poğaça.

MALZEMESİ:

Hamur İçin:
250 gr. margarin veya tereyağ
1 yumurta sarısı
1 tatlı kaşığı tuz
3 yemek kaşığı yoğurt
1 kabartma tozu
4 - 4,5 su bardağı un

İç malzemesi:

1 su bardağı beyaz penir
1 su bardağı lor peynir
1 yumurta akı
maydanoz

Üzerine:

yumurta sarısı, susam

YAPILIŞI:

Hamur malzemeleri karıştırılıp pürüzsüz bir hamur yoğurulur.
Üzeri örtülüp 20 dakika dinlendirilir.
Dinlenen hamur unlanmış tezgahta dikdörtgen açılır.
Kare kesilir, peynirli harçtan konulup iki köşeden katlanır ve külah şekli verilir.
Kağıt serili tepsiye dizilir, yumurta sarısı sürülüp susum serpilir.
180 ısılı fırında kızaran dek pişirilip servis yapılır.

18.06.2011

ÇEKİLİŞ ile ALAKALI KÜÇÜK HATIRLATMALAR

Bir kaç gün önce ben ve arkadaşım ileriyi düşünerek çok önemli  bir adım attık ve internetten satışa başladık.
İstedik ki bizim  için bu önemli günü burada bir çekilişle çok keyifli bir hale getirelim ve hep birlikte eğlenelim.
Ama şu an itibariyle görüyorum ki çekiliş postu yüzün (100) üzerinde görüntülenmiş ancak katılan sadece 23 kişi! evet sadece 23 kişi katılmış.
Açıkcası biraz canım sıkıldı arkadaşlar, ben hiç böyle hayal etmemiştim.
Bana göre hediyenin büyüğü küçüğü olmaz, ama görüyorum ki aşmışız hediye olaylarını, artık beğenmez olmuşuz herşeyi :(
Bu son çekilişim artık bir daha yapmayacağım, zaten hepi topu bu 3.cü çekilişimdi ama çok canımı sıkan bir çekiliş oldu.
Belki de biz arkadaşımla çok mu şey istedik, sadece biraz sesimizi duyurmak, destek görmek istemiştik hepsi buydu...
Neyse sözü fazla uzatmıyorum...
Çekilişimize ilgi gösteren, bloglarında paylaşan 23 arkadaşıma da katılımlarından dolayı çok teşekkür ederim. iyi ki varsınız...

Şimdi bazı hatırlatmalar yapmak istiyorum.


  • arkadaşlar eğer facebook hesabınız varsa ve isterseniz ESBAN BUTİKi ekleyebilirsiniz.Yan tarafta bulunan facebook kartı benim şahsi facebook hesabım, lütfen oraya istek göndermeyin.Ben, şahsen veya arkadaşlarımın aracılığıyle tanıdıklarım  haricinde, tanımadığım kimselerden gelen istekleri kabul etmiyorum.
  • illa ki blogumu izlemeniz şart değil, beğenirseniz izlersiniz o kadar.
  • illa ki blogunuzda paylaşmak zorunda değilsiniz, dilerseniz paylaşabilirsiniz.
  • mail adresinizi eğer blog sahibiyseniz yazmanıza gerek yok, blogu olmayanlara ulaşabilmem için yazmalarını istemiştim.
o kadar yazmışsın ben de katılayayım bari diyorsanız BURAYA TIKLAYIP KATILABİLİRSİNİZ.

( herhangi bir karışıklık olmaması için bu postu yorumlara kapatıyorum, dileyen  burayı tıklayıp çekilişimize katılabilir.)

15.06.2011

VE SÜRPRİZİ AÇIKLIYORUM :) :)

Evet uzun bir süredir planladığım sürprizimi bu gün açıklıyorum.
ESBAN BUTİK'in açılışı ve 200.cü izleyicim şerefine hediye çekilişi yapıyorum...

Efendim şöyle ki, ESBAN BUTİĞİMİZİN açılışı ve 200.cü izleyicim aynı zamanlara denk geldiler.
Zaten 200.cü izleyicimi bekliyordum, ve o zaman için hediye çekilişi yapmayı planlıyordum.
İkisi bir arada olunca  hediyelerimiz arttı, biri benden diğeri ise butigimizden geliyor.
İşte karşınızda ta ta ta tam :) :)


Eyüp Sabri Tuncer PERFUME JEWELS Pink Blossom Hediye seti ( vücut losyonu, el ve vücut losyonu, parfümlü vücut spreyi)
ORİFLAME MULTİ RECHARGE saç kremi
ORİFLAME SUN EDT
ORİFLAME BEAUTY power curl mascara (brown)
ORİFLAME BEAUTY göz kalemi (brown)
ORİFLAME PURE COLOUR ruj (desert rose)



Esban Butik'ten İstanbul boğazı temalı ipek twil  eşarp



Eşarbımızda Türkiye tarihindeki ilk vapurlara yer verilmiş.


Şimdi gelelim şartlarımıza:

Tabiki izleyicim olmanızı isterim ama blogumu beğenirseniz izlemeniz ilk tercihimdir.
Facebook hesabınız varsa Esban Butiği arkadaş olarak eklemenizi,
Blogunuz varsa paylaşıp linkini de yorumunuza eklemenizi rica ediyorum.
Blogunuz yoksa yorumunuza adınızı soyadınızı ve mail adresinizi yazarsanız size ulaşmam daha kolay olacaktır.

İşte hepsi bu kadar...

25 haziran saat 23:59 a kadar yorumlarınızı bırakabilirsiniz.
10 günlük süre yeterli olacaktır diye düşünüyorum.
Çekilişi random.org dan yapacağım o yüzden yorumların arasına girmeyeceğim.

Bu arada blogum hakkında görüşleriniz de benim için çok önemli, yorumlarınızda blogumda daha çok yer verilmesini istediğiniz şeylerden de bahsedebilirsiniz.


Hadi şimdiden hepinize bol şanslar...
Sevgilerimle...







ESBAN BUTİK


Aslında benim en büyük hayalim kendime ait bir butiğimin olması.Sadece eşarp, şal ve aksesuar satabileceğim küçük ama sevimli bir butik...
Ne yazık ki şu an bunun olması maalesef mümkün değil :(

Biz de çok yakın bir arkadaşımla istişare ederek bu butik işini sanal ortama taşımaya karar verdik.
İlk olarak günlerce isim düşündük,  hem değişik, hem akılda kalıcı, hem de mana olarak anlamlı olmalıydı.
Düşündük taşındık, uzun uzun araştırdık, sözlükleri karıştırdık ve sonunda bir gün osmanlıca sözlüğünde ESBAN'a rastladık.Osmanlıca da manası -kadınların başlarına örttükleri güzel ve ince örtü.Tam da istediğimiz gibi  bir manası vardı bundan daha iyisini kesinlikle bulamazdık ve ilk iş olarak web sitesini aldık.Ancak sitemizi bir türlü tamamlamak kısmet olmadı.O kadar seçiçiydik ki bir türlü tema, font vs. karar veremedik.Baktık ki web sitesi çok uzun sürecek biz de facebooktan satışa başlamaya karar verirdik.
Uzun süren fotoğraf çekimleri ve gerekli düzenlemeler yapıldı,üstelik te bu gün sevgili sevecen'in çok özel postunu ve sonrasında bana gelen  güzel yorum ve mailleri görünce son düzenlemeleri de yaparak şu an itibariyle hayata geçirdik.

 ESBAN BUTİK'e tıklayıp arkadaş olarak ekleyip sonrada keyifle alışverişinizi yapabilirsiniz.
Her türlü soru, görüş ve önerileriniz için de:
esbanbutik@hotmail.com adresine mail atabilirsiniz.

 ESBAN BUTİK'ten birkaç fotoğraf...










Devamı için: Facebook'tan ESBAN BUTİK'İ arkadaş olarak eklemenizi öneririm.
Şimdiden keyifli alışverişler dilerim.

Ve esban butiğimizin açılış şerefine çook güzel bir süprizim var.
Onu da yarın açıklayayım ne dersiniz :))

13.06.2011

SUCUKLU ÇERKES ÇÖREĞİ ( MUÇARİ )


Yemek kursundan bir tat daha geliyor.
Daha önce Emine Beder'de görmüştüm bu çöreği, muçari diye geçiyordu adı.
Pek fazla mısır unu sevmediğimden denemeyi hiç düşünmemiştim.
Yemek kursunda yapılınca tadına bakma imkanım oldu, ben çok beğendim çerkes yöresine ait olduğunu bilmiyordum.
Ben özellikle kahvaltılara daha çok yakışacağını düşünüyorum.
Şimdi evde bir kangal sucuk ve diğer malzemeler herşey hazır sadece yapacak kişiyi bekliyor :)


MALZEMESİ:

3 yumurta
1 su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı yoğurt
1/2 kangal sucuk 
1 su bardağı un
2 su bardağı mısır unu
1 kabartma tozu
3 kuru soğan
tuz. karabiber, nane

YAPILIŞI:

Soğanlar yemekli doğranır, sıvıyağda kavrulur,küçük doğranan sucuklar eklenip biraz daha kavrulur.
Baharatları eklenip altı kapatılır.
Yumurtalardan bir sarı ayrılıp kalanlarına yoğurt ilave edilip mikserle çırpılır.
Unlar ve kabartma tozu ilave edilip karıştırılır.
Ilıyan sucuklu içte eklenip harmanlanır.
Dikdörtgen borcam yağlanır, unlanır ve hamur borcama dökülür.
Ayrılan yumurta sarısı üzerine sürülür, 170 ısılı fırında üzeri kızarana dek pişirilir.



  • sucukları yarım kangal değil de bütün olarak kullanırsanız çok daha lezzetli oluyor, yoksa içinde büyüteçle sucuk aramak zorunda kalırsınız :)
  • 1 su bardağı sıvıyağı soğan ve sucukları kavurmakta kullanılıyor tarife göre, o gün kursta öyle kullanıldı, dilerseniz sucukları kendi yağında, soğanları da sucuğun yağında kavurabilirsiniz. o zaman sıvıyağı diğer malzemelerle karıştırabilirsiniz.
  • bence sucukların yağını düşünerek sıvıyağ ölçüsünü biraz azaltabilirsiniz,daha hafif olacaktır.

12.06.2011

TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE



Durmak yok, 2023'e kadar bu aşkla bu şevkle yola devam...

9.06.2011

OSMANLI SARAY HELVASI


Yemek kursunun son haftasında yapılan lezzetli ve çok pratik üstelikte sert gibi görünüp ağzınıza aldığınızda hemen dağılan ama tadı damağınızda kalan bir muhteşem bir helva.

Anneciğimde yapardı buna benzer bir helvayı, (pudra şekeri yerine şeker kullanırdı) parmaklarımızı yerdik.
Epey uzun zaman olmuştu yemeyeli.
Hani bazı lezzetler vardır ya annelere has benim için de bu helva annemi hatırlatıyor.
O gün de tüm mutfağı saran un kokusunda yine annem aklıma geldi...
Hey gidi günler hey...



MALZEMESİ:

3 su bardağı un
1 su bardağı pudra şekeri
125 gr. tereyağ

YAPILIŞI:

Un tencereye alınır, kokusu çıkana kadar kavrulur.
Sonra tel elekten geçirilir.
Erimiş ılımış tereyağ ve pudra şekeri eklenir.
10-15 dakika elle yoğurulur.
Kare küçük borcama elle bastırılır.
Şekilli kesilir, üzeri bademlerle süslenir.
Buzdolabında birkaç saat soğutulup servis yapılır.

  • mutlaka dolaba koymadan kesmek gerekiyor, aksi takdirde soğuduğunda kırılıp parçalanıyor.


8.06.2011

TÜRKMEN MANTISI

Kurs biteli haftalar oldu, ama ben bir türlü yaptığımız lezzetleri buraya ekleyemedim.
Vakitsizlikten falan değil aslında bir türlü canım istemedi yazmak, eskisi kadar da pek içimden gelmiyor, blogumla uğraşmak.
Sürekli bir yasaklar, bir engellemeler sanırım o yüzden biraz soğudum...
Yayımlanmayı bekleyen postlar bir yığın oldu, ama içimden bir türlü yazmak gelmedi...
Şimdi tam yatmak üzereyken hadi bir tarif vereyim deyip aldım b.sayarı kucağıma, hadi bakalım rastgele :))

Türkmen mantısını ilk olarak Türkmen dostlarımızdaki bir davette yemiştim.En sevgilinin doğum gününe özel yapılan bir lezzetti hatta burada bahsetmiştim. Servis fotoğraflarını çekmiştim ama yapımı ile ilgili en ufak bir bilgim yoktu.
Yemek kursunda ise Ferahnaz hoca türkmen mantısını bizim gruba da yaptırmak istediğini ancak özel tenceresinin olmadığını söyledi, diğer gruplardan birisi birkaç günlüğüne getirmiş ne yazık ki bizim yapacağımız zamana denk gelmemiş.Ben de sevgili türkmen dostlarıma rica ettim ve tencerelerini ödünç aldım.Bu sayede bizi grubumuzda bu eşsiz lezzeti hem yapmış hem de tadmış oldu.
Yapanlar kimlerdi söylememe bile gerek yok sanırım, tabi ki ben hemen zıpladım ben yaparım diye :)


MALZEMESİ:

4 su bardağı un
1 yumurta
tuz
alabildiği kadar su

İç Malzemesi:

300 gr. satır kıyma
3 kuru soğan
3-4 dal taze soğan
1 havuç rendesi
1/2 çay bardağı sıvıyağ
tuz, karabiber

YAPILIŞI:

İç malzeme için soğan yemeklik doğranır, kıyma ilave edilip iyice kavrulur.
İnce kıyılan taze soğan ve havuç rendesi, tuz karabiber eklenip altı kapatılır.
Hamur malzemeleri yoğrulup 10 dakika dinlendirilir.
Merdaneyle açılır ve büyütülür.
Yufkadan büyük yuvarlaklar kesilir. ( geniş ağızlı bir kupa veya dondurma kupların ağzı ile )
İç malzeme ortasına konulur.

Önce üstleri ortada birleştirilir,


sonra boş kalan kenarları katlanıp,


kenarlar birleştirilir.


(ortalama bu ölçülerden 45-50 adet çıkıyor.)


yağlanmış buhar tenceresinde yaklaşık olarak 40-50 dakika pişirilir.

Servis tabağına alınıp üzerine sarmısaklı yoğurt dökülüp servis yapılır.



  • Türkmen dostlarımıza sordum; onlar mantının içini pişirmeden kullanıyorlarmış, içine ise havuç konulmuyormuş.
  • bu mantının özelliği satır kıyması olması, 
  • bir diğer özelliği ise suya deymeden sadece buharda pişmesi.


Çok lezzetli bir mantı oluyor, benden söylemesi...

4.06.2011

İPEKYOL GANİMETİ

Dün itibariyle ipekyol % 50 ye varan indirime girmişti.


Sezon başından beri bu indirimi iple çekiyordum, yukarı gördüğünüz etek ve gömlek bugün itibariyle benim oldular üstelik 7 taksit avantajıyla :)
Bence sizde hemen bir göz atın bu fırsatı kaçırmayın.

3.06.2011

SÜRPRİZ...


BÜYÜK SÜRPRİZE 3 KALDI...

RECEP AYININ ÜSTÜNLÜĞÜ

Recebin ilk Cuma gecesine Regaib gecesi denir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar] yapar. Regaib, ihsanlar, ikramlar demektir. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Regaib gecesi yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir.

İşte bu gece böyle kıymetli bir geceyi ihya ettik. Rabbim dualarımızı kabul eylesin inşallah.
Bu geceden itibaren mübarek üç aylara kavuştuk, bunlardan ilki Recep ayıdır.

Recep ayının üstünlüğünü şöyle bir hatırlayacak olursak;


Dört kıymetli aydan biridir. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah’ın, gökleri ve yeri yarattığı günden beri, ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü, haram [hürmetli] olan aylardır.) [Tevbe 36]

Resulullah efendimiz, Receb ayına çok değer verir ve "Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir"diye dua ederdi.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Haram aylar, Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir.) [İbni Cerir]

(Haram aylarda Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri oruç tutana iki yıllık ibadet sevabı yazılır.) [Taberani]

(Haram aylarda bir gün oruç tutup bir gün yemek çok faziletlidir.)
[Ebu Davud]

(Receb ayında Allahü teâlâya çok istiğfar edin; çünkü Allahü teâlânın, Receb ayının her vaktinde Cehennemden azat ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle köşkler vardır ki, ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.)
 [Deylemi]

(Cennette öyle köşkler vardır ki, onlara ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.) [Deylemi]

(Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.) [Gunye]

(Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevab verilir.)[Miftah-ül-cennet] (Başında demek, ayın ilk günleri demektir. Ortası, ortadaki günlere yakın olan günler, sonu da, ayın son günleri demektir.)

(Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Ya’la]

(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.) 
[İ. Asakir]

(Allahü teâlâ Receb ayında hasenatı kat kat eder. Bu ayda bir gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün tutana Cennetin 8 kapısı açılır. 10 gün tutana, Allahü teâlâ istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, "Geçmiş günahların af oldu” der. Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı Receb’de gemiye bindirdi. O da, Receb ayını oruçlu geçirip oradakilere oruç tutmalarını emretti.)[Taberani]

(Receb’de, takva üzere bir gün oruç tutana, oruç tutulan günler dile gelip, “Ya Rabbi, onu mağfiret et” derler.) [Ebu Muhammed]

Recebin ilk Cuma gecesine Regaib gecesi denir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar] yapar. Regaib, ihsanlar, ikramlar demektir. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Regaib gecesi yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir.
(kaynak: dinimizislam.com)

Yine Recep ayının üstünlüğü ve bu ayda tutulan oruçlara verilen sevaplar ile ilgili geçen yıl yazmış olduğum yazıya buradan da ulaşabilirsiniz. 

2.06.2011

KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN


Bir gül kurur ama kalpteki sevgi kurumaz,
yağan yağmur durur ama gönüldeki fırtına durmaz,
her şey unutulur ama Allah için sevenler unutulmaz...

Selam ve dua ile hayırlı kandiller...